Ve bu güveni mantıklı bir kuşkunun ötesine geçecek ve güvenimizi sarsacak kanıtlara ulaşana dek de savunmak. | Open Subtitles | و الدفاع عن تلك الثقة حتى نحصل على دليل قوى يؤكد عكس ما نثق به |
Şu anda, sana inanıyorlar ve sana hizmet etmeye hazırlar ama sen bu güveni mantıksız kararlar vererek bozarsan kısa zamanda senden uzaklaşacaklardır. | Open Subtitles | هم يصدقونك حالياً، وهم مستعدون لخدمتك، لكن إن زعزعت تلك الثقة بقرارات غير عقلانية، فسيتخلون عنك. |
Eğer bu güveni kaybedersek, sokaklardan silahları toplayamayız. | Open Subtitles | لو فقدنا تلك الثقة لن تأتي الأسلحة من الشوارع |
o güveni bir kere kaybedince geri dönüşü olmuyor. | Open Subtitles | عندما فقدت تلك الثقة لم يكن هناك من طريق للعودة |
Cumartesi günü o sahaya çok taşaklı bir güven ile çıkıp sonra o güveni alıp bütün stadyuma yayacaksın. | Open Subtitles | سوف تجري في هذا الملعب يوم السبت مغموراً بالثقة و ستأخذ تلك الثقة |
Ben, Ajay Sharma olarak senin güvenini kazanamadım ama bu güven Vicky Malhotra olarak kazanıldı bu yarışta benimle karşılaşmak için hazır ol. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع أن أربح ثقتك كأجاى شارما لكني ربحت تلك الثقة كفيكي مالهوترا في مضمار السباق في إجتماع واحد |
Sana arka çıktım, çünkü sana güveniyorum. Ama Bu güvene layık olduğunu göstermen gerek. | Open Subtitles | قمتُ بدعمكِ لأنّني أثق فيكِ لكن سيتعيّن عليكِ كسب تلك الثقة الآن |
o güven neredeyse seni öldürtüyordu. | Open Subtitles | تلك الثقة أدت إلى تقريبا قتلك. |
"Ama şimdi size söylemekten pişmanlık duyarak kendisi bu güveni hilekâr bir şekilde boşa çıkarmıştır." | Open Subtitles | في نفس الروح، لكنني الآن يؤسفني أن أبلغكم بأنه قد أنتهك تلك الثقة بأكثر الطرق خِداعاً |
Eylemleriniz ve bu güveni yıkmanız sorumsuz bir hareketti ve bu ülkenin güvenliği açısından ciddi sonuçlara yol açabilirdi. | Open Subtitles | تصرفاتك بكسر تلك الثقة كانت عديمة المسؤولية وكان يمكن لعواقبها أن تكون وخيمة على أمن هذا البلد. |
O yüzden yapılacak çok fazla ev ödevi var. Çok küçük yaşlarda bu cinsiyet ayrımlarını ortadan kaldırmak için küçük kız çocuklarına bu güveni aşılamalıyız, en az erkek kardeşi kadar başarılı olabileceğini söylemeliyiz. | TED | إذًا مازال لدينا الكثير من العمل الفعلي - لإزالة كل هذه التحيزات الجنسانية في سن مبكر جدا؛ غرس تلك الثقة في تلك الفتاة؛ لنقول لها أنه يمكنها أن تبلي نفس بلاء أخيها أو أحسن. |
Krallığımı korumak için bu güveni kullanmalıyım. | Open Subtitles | لذا يجب استغلال تلك الثقة لحماية مملكتي |
Susan, Star City'i umursadığını iddia eden biri olduğuna göre bence Star City'e, benim bu güveni kazanma fırsatımı, fırsat olarak onlara vermen gerekiyor. | Open Subtitles | لكن يا (سوزان)، بصفتك شخص يعلن اهتمامه بمدينة (ستار) فأظنك مدينة لأهل مدينة (ستار) بمنحي فرصة لكسب تلك الثقة |
Senatör Davis bu güveni suiistimal etmiştir. | Open Subtitles | السيناتور (دايفيس) إنتهك تلك الثقة |
Bugün burada karşınıza çıkarak umarım o güveni geri kazanmak adına ilk adımımı atıyorumdur. | Open Subtitles | باعترافي هذا اليوم. آمل أنني أخطو الخطوة الأولى بطريق إعادة اكتساب تلك الثقة |
o güveni kazanana kadar anam ağladı. | Open Subtitles | لقد لزمني وقت طويل جداً لبناء تلك الثقة. |
Hâlâ o güveni hak ediyor muyum, hâlâ seni hak ediyor muyum bilmiyorum. | Open Subtitles | وأنا لا أعرف ما إذا كنت لا تزال يستحق تلك الثقة... إذا كنت استحق لك. |
bu güven ve sevgiyi kullanıp kimin için çalıştığını öğreneceksin. | Open Subtitles | وأنت ستأخذ تلك الثقة وذلك الحبّ و ستستعمله لتكتشف مع من هي تعمل |
Bana güvendin. bu güven neredeyse ölümüne yol açacaktı. | Open Subtitles | أنت وثقت بي, تلك الثقة أدت تقريبا إلى قتلك. |
Bu güvene dikkatsiz ve tehlikeli bir şekilde kız arkadaşını ziyaret ederek ve toplum içinde sarhoş halde olay çıkararak karşılık verdin. | Open Subtitles | وبعد ذلك تكافيء تلك الثقة برحلة خطره ومتهوره لترى صديقتك وحادثة اعتداء عامة في حالة سكر |
Sosyal görevlisi olarak bu adamın konumu güvene dayalı ve adam Bu güvene ihanet etmiş. | Open Subtitles | كان هذا الرجل في موضع ثقة وقد خان تلك الثقة |
Onlar basit insanlar ve bana güveniyorlar, ama o güven zor kazanıldı. | Open Subtitles | -يأتمنونني . -لكن تلك الثقة كانت مكتسبة بالمشقة . |
- o güven bir yere kadar. | Open Subtitles | تلك الثقة محدودة |