"تلك الحافلة" - Translation from Arabic to Turkish

    • o otobüse
        
    • O otobüsü
        
    • O otobüs
        
    • O otobüste
        
    • Bu otobüs
        
    • O otobüsten
        
    Onlara senin o otobüse binip gittiğini söylemeyi tercih ederim. Open Subtitles وبالأحرى أخبرهم بأنّك على تلك الحافلة ومغادر
    Belki evine dönmek icin o otobüse binmek istiyordu. Open Subtitles كانت تحاول ان تركب تلك الحافلة, ربما سيدلنا هذا لنعرف من أين هى
    Gerçekten Ferrigno'nun O otobüsü çekebileceğini düşünmemiştim. Open Subtitles ياإلهي، لم أكن أتوقع حقاً بأن لو فيرغانو سيسحب تلك الحافلة. هل أنت متأكد بأن ذلك مباشر؟
    O otobüsü bulamazsak şehir mahvolur! Open Subtitles هذه المدينة ستقع في مشكلة كبيرة إذا لم نجد تلك الحافلة
    Lanet olsun! O otobüs kazasında 15000 dolara yakın para kaybettim. Open Subtitles تباً، لقد خسرتُ ما يقرب من خمسة عشر ألف دولار فى حادث تصادم تلك الحافلة.
    Sizce O otobüste bulunmanız ve kitabın yazarıyla arkadaş olmanız tesadüf mü? Open Subtitles هل تظن ان حقيقة كونك كنت على متن تلك الحافلة و صداقتك مع المؤلفة مصادفة ؟
    - Bu otobüs hiçbir yere gitmiyor. Open Subtitles - تلك الحافلة لا تذهب إلى أيّ مكان.
    O otobüsten inmek istedim. Open Subtitles شعرت بأنني أريد الخروج من تلك الحافلة.
    5 dakika içinde evi terkediyorum... o otobüse binmek istiyorsan hazırlanmanı tavsiye ederim. Open Subtitles ساغادر هذا المنزل في غضون خمس دقائق واذا اردتِ ركوب تلك الحافلة اقترح عليكِ التفكير بجدية
    Thomas, o otobüse bineceksin. Open Subtitles ستركب تلك الحافلة. انتهى نقاشنا ، سأكون في البيت الليلة.
    Paralı askersiniz. Yani sadece o otobüse binmek istiyorsunuz. Open Subtitles أنت مُستعجل، وهو ما يعني أنّك تودّ فعلاً ركوب تلك الحافلة.
    Kızlar o otobüse binerken neye bulaştıklarından habersizmiş. Open Subtitles اولئك الفتيات لم يكن لديهم أي فكرة عن الذي سيقومون به حينما صعدوا الى تلك الحافلة
    O otobüsü durdurmaları gerektiğini söyle. Open Subtitles أخبرهم بأنهم يجب أن يوقفوا تلك الحافلة
    - O otobüsü durdurmalısınız. - Sakin olun, bayım. Open Subtitles تلك الحافلة يجب أن توقف- اهدا سيدي-
    - O otobüsü durdurmalısınız. Open Subtitles تلك الحافلة يجب أن توقف- اهدا سيدي-
    O otobüs gösterisi... ömrümden birkaç sene götürdü, dostum. Open Subtitles ... البديل الذي يضرب تلك الحافلة سُجن سنتين بدلاً مني يا رجل
    O otobüs bir ölüm tuzağı Bucky, biliyorsun. Open Subtitles تلك الحافلة فخ يا بوكى استخدم عقلك
    O otobüs bizim eve gitmiyor bile! Open Subtitles تلك الحافلة لن تذهب لمنزلنا حتى.
    Ben de nasıl bu kadar şanssız olabiliyoruz da, o gün O otobüste olası tutuyor diye merak ediyordum. Open Subtitles لطالما تسائلتُ كم كان حظهُ سيء بأنها تكون على تلك الحافلة تحديداً في ذلك اليوم تحديداً
    O otobüste yaptığım hayatımda yaptığım tek doğru şeydi. Open Subtitles ما فعلته في تلك الحافلة كان الشيء الوحيد الصواب الذي فعلته في حياتي
    Bu otobüs çok pahalı. Open Subtitles تلك الحافلة باهظة الثمن.
    - Bu otobüs Waikiki'ye gidiyor mu? Open Subtitles هل ستذهب تلك الحافلة إلى (وايكيكي)؟
    O otobüsten nefret ediyorum. Open Subtitles وأنا أكره تلك الحافلة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more