O bıçağı düşünüyordum da, onu sana sanki baban vermişti diye hatırlıyorum. | Open Subtitles | ،كنت أفكر بخصوص تلك السكين وأبدوا اني اذكر ان والدك أعطاك إياها |
-Nasıl yaptığını bilmiyorum ama O bıçağı yerleştirdin. | Open Subtitles | لا أعرف كيف فعلت ذلك ولكنك زرعت تلك السكين |
O bıçağı bileğine koyduğunda da yanılmış mıydım? | Open Subtitles | أكنت مخطئةٌ عندما وضعت تلك السكين على معصمك؟ |
Kolunun üstüne yatmasın ve o bıçağa hiçbir şey dokunmasın. | Open Subtitles | ابقوه على هذه الجهة ولاتجعلوا اي شئ يلمس تلك السكين |
Bir şeye sahip olmak her zaman belli miktarda riski de beraberinde getirir ve o bıçağın birçok değişik şekilde değerli olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | الحصول على أي شيء ثمين دائماً ...ما يحتوي على بعض المخاطرة ...وأنا أعتقد أن تلك السكين ثمينة... بأكثر من شكل واحد... |
Senin de inanmanı istiyorum. Şu bıçağı ver. | Open Subtitles | أريدك أن تؤمن بذلك أيضًا ناولني تلك السكين |
O bıçağı bileğine koyduğunda da yanılmış mıydım? | Open Subtitles | أأخطآت؟ أكنت مخطئةٌ عندما وضعت تلك السكين على معصمك؟ |
O bıçağı yere bırak Danny. | Open Subtitles | ضع تلك السكين في الأرض يا داني |
Adı Orlando Oliveiras, ve O bıçağı üstünde taşımaya kesinlikle hakkı yok. | Open Subtitles | إسمه (اورلاندو اوليفاريس) ولا حق لديه في حمل تلك السكين أساسًا |
O bıçağı Barbara Collins'i öldürmek için mi kullandın? | Open Subtitles | هل استخدمت تلك السكين لقتل (باربراه كولينز)؟ |
O bıçağı bana getirin. | Open Subtitles | وأحضروا لي تلك السكين |
Michael, derhal O bıçağı bırak. | Open Subtitles | (مايكل), أريدك أنت تترك تلك السكين, الآن |
Sana yardım edebilmemizin tek yolu O bıçağı alıp boynuma saplaman. | Open Subtitles | بين)، هذا ليس صحيحا) اسمع، الطريقة الوحيدة التى نستطيع بها مساعدتك لو اخذت تلك السكين |
- O bıçağı bana ver. | Open Subtitles | -أعطني تلك السكين |
O bıçağı kanıt dolabından al, bir çantaya koy sonra yarın 08.00'da o çantayı New Orleans'ta St. Andrews köşesindeki çöp kutusunun yanına bırak. | Open Subtitles | ستأخذ تلك السكين من خزانة الأدلة وتضعها في حقيبة مقفلة وفي الثامنة صباح الغد تترك الحقيبة في سلة القمامة على زاوية شارع رويال وسانت آن في (نيو أورلينز) |
Lafayette, O bıçağı yaladığımda içimde daha önce hiç hissetmediğim bir şey hissettim. | Open Subtitles | ...(عندما لعقت تلك السكين يا (لافاييت شعرت بشئ بداخلي لم أشعر به من قبل |
Bakayım o bıçağa. Dur bir bakayım. | Open Subtitles | دعني أرى تلك السكين هيا ، دعني أراها |
Bay Jennings'e, o bıçağın bizde olmadığını söyleyebilirsin. | Open Subtitles | و أخبري السيد (جينينجز) أن تلك السكين ليست معنا |
Şu bıçağı kullan... ve kes onu. | Open Subtitles | إستخدم تلك السكين واطعنها. |
- O bıçak! Şansına tam yerine girmiş. | Open Subtitles | تلك السكين صدفت أنها دخلت في المكان المناسب |
Hazır yerdeyken . botumdaki çakıyı da alıver. | Open Subtitles | وانت هناك بالاسفل اخرجى تلك السكين من حذائى |