Ve bu hafta sonu ortağının övgü alması için en iyi fırsat. | Open Subtitles | و تلك العطلة هى افضل فرصة للشريك لأخذ الفضل |
Duygusal açıdan bu hafta sonu onun için anmadan çok lise toplantısı gibi. | Open Subtitles | عاطفيا، تلك العطلة بالنسبة له تعتبر لم شمل المدرسة الثانوية اكثر منها اعادة ذكرى |
İşte o zaman Eve, söz veriyorum o tatile çıkacağız. | Open Subtitles | و عندها يا (إيف)، أعدك أننا سنأخذ تلك العطلة |
Hatırladığım kadarıyla o hafta sonu bir parti vermiştin bol bol şarap ve votka ikram etmişsindir. | Open Subtitles | وأتذكر أنك أقمت حفلة في تلك العطلة الأسبوعية وكان بها الكثير من النبيذ والفودكا |
Bak, bu hafta sonunu iptal etmek zorundayım. | Open Subtitles | اسمعى، يجب ان الغى تلك العطلة |
Çok güzel bir eve sahip olmak gibi ama yine de o ufak tatilin hayalini kurarsın. | Open Subtitles | هو مثل إمتلاك بيت جميل ... لكنّكما زلتتحلم تلك العطلة السريعة |
Bu bana bir şeyler hatırlattı. Sürekli bahsettiğimiz seyahate gerçekten gitmemiz lâzım. | Open Subtitles | بأنه يجب علينا أخذ تلك العطلة التي لا ننفك عن التحدث عنها |
Ama bu hafta sonu Hamptons'a geleceğinden emin olmak için aradım. | Open Subtitles | لكنني أريد التأكد من أنك ستأتين لـ "قرى الهامبتون" تلك العطلة |
Bu inanılmaz bir şey oldu Eğer bu hafta sonu yaptım . | Open Subtitles | لقد كان أمراً رائعاً ما فعلت في تلك العطلة |
bu hafta sonu dışarıdaydım. | Open Subtitles | إنه صحفي حسناً، تلك العطلة سافرت |
Çok iyi bisikletçi sayılmam, ama bu hafta sonu turlayacağım ve meşgul değilsen senden ipucu almak isterim. | Open Subtitles | تعرف، انا لست افضل راكبة دراجات انا كنت سأركب الدراجة تلك العطلة الاسبوعية و يمكننى الاستفادة ببعض النصائح لو لم تكن مشغولا |
İşte o zaman Eve, söz veriyorum o tatile çıkacağız. | Open Subtitles | و عندها يا (إيف)، أعدك أننا سنأخذ تلك العطلة |
Ve o hafta sonu, bir aile olduğumu düşündüğümüz zamanki gibi yaşamayı çok ama çok isterim. | Open Subtitles | كما آنني أريد عيش بقية حياتي كما خططنا له في تلك العطلة عندما ظننا آننا سنكون عائلة |
Şakayık görür görmez o hafta sonu aklıma geliyor sürekli. | Open Subtitles | أجل، حسناً، لا أستطيع رؤية "الفاوانيا" من دون التفكير في تلك العطلة. |
Morgan, üzgünüm ki o hafta sonu nasılsan öyle görünmen gerekiyor yani şu saç şeyinden ve Affliction tişörtlerinden var mı? | Open Subtitles | (مورقان), للأسف يجب أن يبدو شكلك كما في تلك العطلة, لذا هل مازلت تمتلك مبيض الشعر وتلك السترة الصاخبة؟ |
- Bütün bu hafta sonunu kağıda dökeceğim. | Open Subtitles | - سأكتب عن تلك العطلة |
Çok güzel bir eve sahip olmak gibi ama yine de o ufak tatilin hayalini kurarsın. | Open Subtitles | هو مثل إمتلاك بيت جميل ... لكنّكما زلتتحلم تلك العطلة السريعة |
Sürekli bahsettiğimiz seyahate gerçekten gitmemiz lâzım. | Open Subtitles | بأنه يجب علينا أخذ تلك العطلة التي لا ننفك عن التحدث عنها |