Elimizde olanlara bakarak, o parçayı bulmamıza yardım eder. | Open Subtitles | يُلقي نظرة على ما لدينا وبعدئذٍ يُساعد لإيجاد تلك القطعة. |
o parçayı yedin, şimdi de beleşe bir tane daha almaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | أنت أكلت تلك القطعة الإضافية، والآن تريد الحصول على واحدة مجاناً. |
O para 16 dolar eder. Beyaz balinayı ilk gören ben olacağım. | Open Subtitles | تلك القطعة تساوي 16 دولارا، سأكون أول من يشاهد الحوت الأبيض |
bu parça kuzey adasına benziyor | Open Subtitles | سآخذ تلك القطعة الجزيرة الشمالية من العصير |
Senin aktris olmaktan vazgeçmemende benim suçum değil ve yakında ufak bir parça da olsa oynayacağın dizi ikimiz için de en iyisi. | Open Subtitles | بحق الجحيم ذلك لم يكن خطئي لانك لم تكوني تلك الممثلة وعاجلا ام اجلا ستتخطين تلك القطعة الصغيرة لصابونة الاوبرا |
Eğer o kağıdın üstüne isim yazılırsa, o kişi ölür mü? | Open Subtitles | لو كتب اسم شخص على تلك القطعة ، فهل سيموت ذلك الشخص |
Halo Halkası'nın bu küçük parçasında olan ve başka hiçbir yerde olmayan. | Open Subtitles | تلك القطعة من الهالة تحوم في مجال موطننا |
o parçayı bulamazsam şirketim 55 milyon dolar zarar edecek. | Open Subtitles | وإن لم أتمكن من استرداد تلك القطعة, فهذا سيكلف شركتي 55 مليون دولار. |
o parçayı geri almanız ikimizinde yararına. | Open Subtitles | من مصلحتنا جميعاً أن تعيد تلك القطعة |
- ve sonra kazayla o parçayı yutsam, ölürmüyüm | Open Subtitles | ومن ثم قمت انا بتناول تلك القطعة بالخطأ |
Hayır onu Satima'yla konuşup ben hallettim, o parçayı ne kadar sevdiğini biliyordum. | Open Subtitles | كلا، أعددتُ ذلك مع (ساتيما) لأنّني كنتُ أعلم كم كان يحب تلك القطعة. |
Kitabı yonttuğum sırada yaptığım şeylerden biri, resimler hakkında düşünmek, aynı zamanda metinler hakkında da düşünmek. Onları benzer şekilde düşünüyorum, çünkü bir metni, bir kitabı okurken ilginç olan şey görüntüleri aklımıza sokması, yani bir nevi o parçayı doldurmamız. | TED | إحدى الأشياء التي أقوم بها عند النحت في الكتاب ليس التفكير في الصور فحسب ، ولكن أيضاً في النص، و أفكر فيهما بطريقة متشابهة جداً، لأن المثير للإهتمام هو أنه عندما نقرأ نص ما، عندما نقرأ كتاباً ما، فإنه يضع صوراً في أدمغتنا لذلك نحن كمن يرُصُّ تلك القطعة. |
O para ait olduğu yere yani cebime geri dönene kadar olmaz. | Open Subtitles | ليس إلى حين أن تعود تلك القطعة النقدية إلى جيبي |
Sen hafızanı kaybettin, bunun sebebi de O para. | Open Subtitles | أنت فقدت ذاكرتك والسبب تلك القطعة |
Van Horn'un sigorta şirketine göre bu parça neredeyse 150 yaşında. | Open Subtitles | ووفقاًلشركةالتأمين، تلك القطعة بالذات تبلغ 150 عاماً. |
Aldıkiz cam bu parça o Doc çekti kurbanımız, Gwen Onetta gelen. | Open Subtitles | اذاً, نحن حصلنا على اثار على تلك القطعة من الزجاج التى قام الدكتور بسحبها من ضحيتنا, جوين اونيتا |
Hayır, binamızla gökyüzünden çaldığımız bir parça için yapacaksın. | Open Subtitles | لا، انتَ تفعل هذا من أجل تلك القطعة في السماء التي نريد سرقتها من أجل مشروعِنـَا |
Burada ruhundan bir parça. | Open Subtitles | أتري تلك القطعة الصغيرة من روحك |
Eğer o kağıdın üstüne isim yazılırsa, o kişi ölür mü? | Open Subtitles | لو كتب اسم شخص على تلك القطعة ، فهل سيموت ذلك الشخص |
Halo Halkası'nın bu küçük parçasında olan ve başka hiçbir yerde olmayan. | Open Subtitles | تلك القطعة من الهالة تحوم في مجال موطننا |