"تلك اللّيلة" - Translation from Arabic to Turkish

• o gece
• Geçen gece
• Önceki gece

Ama bunların hiçbiri o gece maktul'e saldırdığı anlamına gelmez.
و لكن هذا لا يعني بأنّه قام بالإعتداء عليها في تلك اللّيلة

o gece çakırkeyiftin diyebilirim... Ama hafızanın bu kadar kötü olmaması gerekiyordu.
أعني ، اتذكر كونك ثملة تلك اللّيلة ، لكنِّي أجد من الصعوبة التصديق بأن ذاكرتك غير واضحة هكذا

Eşimin öldüğü o gece çok sarhoştu.
تلك اللّيلة التي مات فيها زوجي كان ثملاً تماماً

o gece kazara balkondan düşmesine ben sebep oldum.
جعلته يسقط من الشرفة عرضياً في تلك اللّيلة

Sadece dalga geçiyorum. Geçen gece için kızgın değilim.
أنا أمزح معك فحسب لا ضغائِن بخصوص تلك اللّيلة

Önceki gece ters giden olayla ilgili, adamım.
لقد سارت الأمور بشكل سيء في تلك اللّيلة , يا رجل

Ama o gece, birisi odanın temizliğinde hata yaptı.
ولكن أحدهم فشل في إخلاء الغرفة في تلك اللّيلة.

15 yıl önce o gece nehir kenarındaki yolda çalıntı minibüsü süren sendin.
تلك اللّيلة قبل 15 سنة، كُنت تقود على طريق الضفة بسيارة مسروقة.

- Hayır, sorun şu ki, ...başka bir firma da o gece parti düzenlemeye karar verdi.
كلا، المشكلة هي أن شركة أخرى قررت أن تُقيم حفلاً تلك اللّيلة.

Kocalarının o gece evde olmayacaklarını biliyorlardı.
لقد كّنّ يعرِفن بأن أزواجهّنّ لن يكونوا في المنزِل في تلك اللّيلة

Çünkü o gece menüdeki hiç bir şeyi beğenmemiştim.
لأنّي لم أحبّ أيّ شيء على القائمة تلك اللّيلة

O yüzden onları o gece göremedik.
لذلك لم نستطع رؤيتهم تلك اللّيلة

o gece birkaç bara uğramışlar ve McGill's'de senin de adın vardı.
كانوا في عدة بارات تلك اللّيلة . اسمك ظهر في "مكجيل" .

o gece McGill's'de bana bir rüyamı hatırlattı.
في تلك اللّيلة في مكجيل ... ...ذكّرتني بحلم قد راودني.

Çünkü o gece çok havalıydın. Ne olmuş yani?
لأنّك كنت متباهياً في تلك اللّيلة

o gece gölden çıkan adam...
إنّ ذاك الرجل الذي خرجَ من البُحيرة في تلك اللّيلة... ...

o gece ne ziyafet verildi ne de şarkılar söylendi çünkü yas tutulamayacak kadar çok ölümüz vardı.
...لكن لم تكن هنالك ولائم ...ولا أغانٍ تلك اللّيلة لأنّ موتانا كانوا مصدر حزن لا يقاس

o gece o komşu babanla kavgaya tutuştu.
لكن في تلك اللّيلة .تشاجر جارك مع والدك

Çok güzel. o gece ne yapıyordunuz birlikte?
عظيم، ماذا كنتم تعملون في تلك اللّيلة ؟

Geçen gece seni görmek güzeldi. Erken gittiğin için üzüldük.
.لقد أسعدتْنا رؤيتك في تلك اللّيلة .آسفةٌ أنّك اضطررتَ إلى الرحيل بسرعة