Ne yazık ki, olay çıkartmaktan kendini alıkoyamadı. | Open Subtitles | لسوء الحظ لم يستطع تمالك نفسه من عمل شيء |
Ama kendini toparlamış ve "İyi haber nedir?" diye sormuş. | Open Subtitles | لكنه تمالك نفسه وقال: "ما هو الخبر السعيد"؟ قال الطبيب: |
- Kendine hakim olamayacak ve kendini o kortta bulacaksın. | Open Subtitles | لن يستطيع تمالك نفسه ستكون في ذلك الملعب فوراً |
Belli ki Andreas kendini Kamboçya'dan ayıramamış. | Open Subtitles | لم يتمكن "آندرياس" من تمالك نفسه في "كمبوديا" |
kendini zar zor toparladı. | Open Subtitles | بالكاد تمالك نفسه. |
kendini geliştirmiştir belki. | Open Subtitles | ربما انه يعيد تمالك نفسه |
Sonunda kendini toplamıştı. | Open Subtitles | كان قد تمالك نفسه أخيرا |
Bazen bu öfke krizleri tüm okulu acil durum haline sokar ve D kendini toparlayana kadar sürerdi. Bu, bazen bir saatten fazla sürerdi. | TED | أحيانا ما كانت نوبات الغضب تلك تضع المدرسة بأكملها في وضع الإغلاق إلى أن يتمكن (د) من تمالك نفسه ثانية، الأمر الذي قد يستغرق أكثر من ساعة في بعض الأحيان. |