Biz asla daha önce karşılaşmadık. Siz benim için tamamen yabancısınız | Open Subtitles | نحن لم نلتقي وأنت غريب تماماً بالنسبة لي |
Ben de, kadınları çok iyi tanıyan ve hiçbir yakınımı tanımayan benim için tamamen yabancı bir beyazla birlikte olmak iyi olur diye düşündüm. | Open Subtitles | فكرت أن مع خبير بالنساء، مجهول تماماً بالنسبة لي، أبيض مثلك لا يعرف شخصاً من محيطي، |
Bu bizim için tamamen yeni birsey. | Open Subtitles | -كان ذلك الأمر ، شيء جديد تماماً بالنسبة لنا |
Bunu söyleyeceğim için kendimi çok kötü hissediyorum ama o benim için tamamen bir yabancı ama ben onun için öyle değilim. | Open Subtitles | إنني أشعر بالذنب لقولي هذا، ولكن... إنه شخص غريب تماماً بالنسبة لي، ولكنني لست كذلك بالنسبة له، |
Benim için tamamen görünmezler. | Open Subtitles | إنهم مخفيون تماماً بالنسبة ليّ. |
David Clarke'ın senin için tamamen ölü olması gerekiyor. | Open Subtitles | (يجب أن يكون (ديفيد كلارك ميتاً تماماً بالنسبة إليك |