"تمانع ان" - Translation from Arabic to Turkish

• sorun olur
• bir sakınca var
• sakıncası olur
• mahsur var

Bana Biff de. Nereye gittiklerini öğrenmek isteme nedenini söylemek senin için sorun olur mu?
نادني بيف,هل تمانع ان تخبرني لماذا تريد ان تعرف إلي اين ذهبوا؟

İşe giderken onu okula bırakmamız sorun olur mu?
هل تمانع ان نوصلها الى المدرسة في طريقنا الى العمل؟

Öyleyse özüre gerek yok. Benimle paylaşmanda bir sakınca var mı? Hayır.
اذن لا داعي للاعتذار لا تمانع ان تشاركها معي, اليس كذلك؟

Etiketine bakmamda bir sakınca var mı?
هل تمانع ان صعدت على سلم وتفقدت البطاقه ؟ القميص ؟

- Ayakta yemeklerimizi yerken yanında durmamın sakıncası olur mu?
هل تمانع ان وقفت بجانبك وانت تاكل واقفا ؟

Efendim, sormamda bir mahsur var mı bilmiyorum ama her şey yolunda mı?
سيدي، ان كنت لا تمانع ان اسأل هل كل شيء بخير؟

Tamam, taşaklarınıza dokunmam sorun olur mu bayım?
هل تمانع ان ألمس قراقرك؟ سيدي شنو؟

- Onu darbelesem sorun olur mu, Joe?
هل تمانع ان اقصف ذلك الشيء يا "جوي"؟

Devam etsek sorun olur mu?
هل تمانع ان مضينا بهذا؟

İçine baksam sorun olur mu?
هل تمانع ان انظر لداخلها ؟

- Baksam sorun olur mu?
هل تمانع ان القى نظرة ؟

Ufak bi' yere uğrasak sorun olur mu?
هل تمانع ان توقفت لوهله؟

Benimle paylaşmanda bir sakınca var mı? - Kapa çeneni.
لا تمانع ان تشاركها معي, اليس كذلك؟

Bizimle gelip bu konuyu konuşmamızda bir sakınca var mı?
هل تمانع ان تأتي معنا للحديث عن هذا؟

Direkt olarak söylememde bir sakınca var mı?
هل تمانع ان كنت صادقا ؟

-Bizi oturduğun yere... götürmenizde bir sakınca var mı?
هل تمانع ان تاخذنا الى منزله

- Önce ben gitsem sakıncası olur mu?
ـ هل تمانع ان ذهبت أولاً ـ لـما؟

Bakmamın sakıncası olur mu?
الا تمانع ان تلقي نظره

Hey, bu gece Shannon'ı dinlemende bir mahsur var mı?
هل تمانع ان تستمع الى شانن الليلة