Özgürlük Heykeli'ni taşıdıklarında, onun tepesine koymuşlardı. | Open Subtitles | عندما حركوا تمثال الحرية هم وضعوها بأسفل قمته |
Eğer bu konu hakkında yanılmışsam, beni Özgürlük Heykeli'ne asarlar. | Open Subtitles | هذا عظيم إذا كنت مخطئ فى هذا الإخلاء فسوف يشنقونى على تمثال الحرية |
- Birdenbire Özgürlük Heykeli'ne bakıyorsundur. - Kesinlikle. | Open Subtitles | كما لو انك لم تنظر الى تمثال الحرية لاول مرة فلن تفاجئ بالظبط |
42 katlı bir bina kadar yüksek, ve buraya da Özgürlük heykelini referans ölçek olarak koydum. | TED | هذا بعلو بناية ذات 42 طابق. و وضعت تمثال الحرية هناك كمرجع للقياس. |
Bu yüzden, söylediğim gibi bu Özgürlük Anıtı'na ilk gelişim. | Open Subtitles | لذا قلت، العطلة الأولى أصبح، سأرى تمثال الحرية. |
Öyle bir şey yaparsam Özgürlük Heykeli'ni bir daha göremem. | Open Subtitles | لا أتوقع أن أرى تمثال الحرية مرة أخرى إذا فعلت هذا. |
Ayak fetişini çok sevdiğini biliyorum bu yüzden sana Özgürlük Heykeli'nin ayağını getirdim. | Open Subtitles | أعرف بأنك مشتهي للأقدام لذا كسرت لك قدم تمثال الحرية |
Eyfel Kulesi'ni, Özgürlük Heykeli'ni ve Empire State binasını çıkaracaklar. | Open Subtitles | و عن تمثال الحرية و عن الإمباير ستيت ولكن إذا كانوا سيبحثون عنك أوعني |
Ayak fetişini çok sevdiğini biliyorum bu yüzden sana Özgürlük Heykeli'nin ayağını getirdim. | Open Subtitles | أعرف بأنك مشتهي للأقدام لذا كسرت لك قدم تمثال الحرية |
Özgürlük Heykeli çevresinde çabucak bir yarış yapalım mı? | Open Subtitles | لم لا نتسابق حول تمثال الحرية بسرعة عالية , موافق؟ |
Yakında bulunan New York Limanında, bir yakıt tankerinin, Özgürlük Heykeli'nin yanındak limanda alabora olduğu duyumunu aldık. | Open Subtitles | في الجوار ، في ميناء نيو يورك ، وردنا خبرعن إنقلاب ناقلة نفط في منتصف الميناء بجوار تمثال الحرية |
Özgürlük Heykeli'nde mi yaşıyorsun? Evet, Ming Chang'ler yıllardır Özgürlük Heykeli'nde yaşamaktalar. | Open Subtitles | نعم لقد عشت في تمثال الحرية لأجيال عديدة |
Bu hikayede, Özgürlük Heykeli yapayalnız kalmış bir Fransız devi. | Open Subtitles | في هذا.تمثال الحرية ما هو الا عملاق كبير |
Benim de hoşuma gitmemişti. Özgürlük Heykeli'nin hangi renk olduğunu bilmek istemiyordum. | Open Subtitles | ولا أنا ، لم أرغب بمعرفة حقيقة لون تمثال الحرية |
Özgürlük Heykeli'nin bu kadar güzel bir vücudu olduğunu fark etmemiştim hiç. | Open Subtitles | لم أدرك من قبل أن تمثال الحرية يملك جسداً جميلاً |
Buraya geldiği zaman Özgürlük Heykeli'nin orada bekliyor olacak. | Open Subtitles | سيذهب إلى تمثال الحرية . عندما يصل إلى هنا |
Ve ayrıca Özgürlük Heykeli üzerinde patlayan havai fişekleri de görmek isterim. | Open Subtitles | واحب ان اريك الالعاب النارية فوق تمثال الحرية. |
Özgürlük Heykeli'ne ilk kez senin yaşındayken gitmiştim. | Open Subtitles | لقد زرت تمثال الحرية لأول مرة عندما كنت في مثل سنك. |
Özgürlük heykelini gördüğüme bu kadar sevineceğimi düşünmezdim. | Open Subtitles | لم افكر ابدا وسأكون سعيدا جدا لرؤية تمثال الحرية. |
Özgürlük Anıtı ona benzeyen iki kişiye "Hoşçakalın" diye el salladı. | Open Subtitles | بعد أن رأى صفاته فينا، تمثال الحرية لوّح لنا بود |
Anne, özgürlük anıtını göreceğim için çok heyecanlıyım, onu yazıyorum. | Open Subtitles | أمي, أنا أكتب عن كم أنا متحمسه . لأرى تمثال الحرية |
Özgürlük Anıtında der ki, bana fakir, ezilmiş, mutsuzu getirin ki onu serbest bırakayım! | Open Subtitles | من أجل كل الشباب الذين كانوا خائفين من الأصوات الإنتخابية هناك جملة على تمثال الحرية تقول |