İçeriğin manalı bir şekilde temsil eidlmesi, | TED | إن تمثيلها الدلالي للتعليق ، المحتويات، |
Böylelikle artık nöronlar çipin üzerinde ufak nodlar ya da çevrimler halinde temsil ediliyorlar, ve nöronların arasındaki bağlantılar transistörler tarafından modelleniyorlar. | TED | الآن الخلايا العصبية يتم تمثيلها بعقد أو دوائر على الرقاقة ، والاتصالات بين الخلايا العصبية تتم عن طريق الترانزستورات |
Burada bulunması gerekmez. Vekil ile temsil ediliyor olabilir. | Open Subtitles | لم يكن من الواجب أن تكون هنا بنفسها كان من الممكن أن يتم تمثيلها عن طريق وكيل |
Çok özür dilerim, Yargıç, ama şu an, uh, genç burada lisanssız bir avukat tarafından temsil ediliyor. | Open Subtitles | اعتذاري لكِ, يالقاضية لكنني للتو اكتشفت ان هذه القضية قد تم تمثيلها من قِبل محامياً ليس لديه الصلاحية لذلك |
Daylife'da bunun farkına varacaksınız -- yani Universe'de, hem 2007'de olabildiğince geniş bir şekilde temsil edilmiş olan küresel mitoloji fikri hem de kişisel mitoloji destek buluyor. | TED | ستلاحظون أن داى لايف -- بدلاً، في "الكون"، تدعم كلا من فكرة وجود الأساطير العالمية ، والتي تم تمثيلها بشئ واسع مثل عام 2007، وأيضاً الأساطير الشخصية. |
çünkü bir takım sabit görüşlerim var denklemden çıkartılıyor ve kamu yararı en güvenilir şekilde temsil ediliyor. | Open Subtitles | لأنني بالطبع أمتلك بعض الأفكار الراسخة... يتم ابعادها من المعادلة، والمصلحة العامة يتم تمثيلها بأفضل الطرق. |
Onu temsil edemeyiz. | Open Subtitles | لا يمكننا تمثيلها |
Burası son derece önemli, çünkü Afganistan'da aile içi şiddet mağdurunun bir hukukçu tarafından temsil edilmesi bir ilkti. Yıllardır kitaplarda olan yasa Sahar'ın davasına kadar hiç uygulanmamıştı. | TED | الآن، هذا مهم جداً، لأن هذه هي المرة الأولى أن ضحية عنف منزلي في أفغانستان يتم تمثيلها بواسطة محام، قانون كان موجوداً في الكتب لسنوات و سنوات، و لكنه لم يتم استخدامه حتى قضية (سحر) |