| Bakıcı Elindeki elmayı sallayıp Jenny'nin almasına izin vermeyerek onu kızdırıyordu. | Open Subtitles | و كان الحارس يغيظها بأن يلوح لها بالتفاحة لكنه لا يدعها تمسكها |
| Evet, bazıları çizim. Elindeki çizim mesela. | Open Subtitles | -نعم ، بعضها رسومات هذه التي تمسكها هي رسومات |
| Elindeki bu kızın kim olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرف أن تلك الفتاة التي تمسكها |
| Eklemler, kaslar ve bağlar kemikleri birbirine bağlar ve bir arada tutar. | TED | وتقوم المفاصل والعضلات والأربطة المرتبطة مع العظام تمسكها جميعًا |
| - Hem de çok, patron! Biraz tutar mısın? Sulanması gerekiyor. | Open Subtitles | ممكن تمسكها لى للحظة إنها تحتاج بعض الماء |
| O eskiden... elimi sımsıkı tutar ve bırakmak istemezdi. | Open Subtitles | تعلم ، كانت معتادة .. أن تمسك بيدي ، وكانت تمسكها بقوة |
| Elindeki topun sahibi olan kız. | Open Subtitles | الفتاة صاحبة الكرة التي تمسكها |
| "Açın tüm bulguları! Hükümetin Elindeki Caffrey'e dair tüm belgeleri teslim edin." | Open Subtitles | أفتح البحث"سلمه كل ورقة" (تمسكها الحكومة على، (كافري |
| Elindeki bir kedi taşıyıcısı mı? | Open Subtitles | أهذه حقيبة قطط التي تمسكها ؟ |
| Çekim gücü onları yörüngede tutar. | Open Subtitles | تمسكها الجاذبية في المدار |
| Christophe, kızını ayağından tutar mısın? | Open Subtitles | كريستوف)، أيمكنك أن تمسكها من قدمها، من فضلك؟ ) |