Bütün o didişmelerine rağmen, öyle hissediyorum ki birbirleriyle başbaşa vakit geçirmek istiyorlar. | Open Subtitles | أتعلم،على الرغم من مشاجراتهم أنا أشعر حقًا أنهم يحبون تمضية وقت جيد سويًا |
Kalıyorum, çünkü tek oğlumla biraz daha vakit geçirmek istiyorum. | Open Subtitles | سأبقى لأني أريد تمضية وقت رائع مع إبني الوحيد |
Seninle biraz vakit geçirmek istedim. Üzgünüm. | Open Subtitles | إنّما أردتُ تمضية وقت معك إنّي متأسفة للغاية |
Hiçbir şeyin, çocuklarınızla vakit geçirmenin yerini tutamayacağını söylerler. | Open Subtitles | يقولون أنه لا يوجد بديل عن تمضية وقت مع الأطفال |
Hiçbir şeyin, çocuklarınızla vakit geçirmenin yerini tutamayacağını söylerler. | Open Subtitles | يقولون أنه لا يوجد بديل عن تمضية وقت مع الأطفال |
O yüzden, benimle o kadar vakit geçirmek istemeyeceğini söylediğinde çok kırıldım. | Open Subtitles | لذا، لمّا تقول أنّك لا تودّ تمضية وقت أكثر معي، فهذا فعلاً يجرحني |
Bu yüzden ikimiz de daha çok vakit geçirmek istiyoruz. | Open Subtitles | لهذا كلانا يود تمضية وقت أطول معك |
Seninle ve çocuklarla biraz daha vakit geçirmek iyi gelebilir. | Open Subtitles | ستفيدني تمضية وقت أطول معك ومع الصغيرين |
İyi vakit geçirmek için 55505 i arayın. | Open Subtitles | اذا اردت تمضية وقت جميل قومي بالإتصال على الرقم 555-0125. |
Hadi. Kim bu adamla daha fazla vakit geçirmek istemez? | Open Subtitles | من يرفض تمضية وقت إضافي مع هذا الرجل؟ |
Güzel vakit geçirmek istersin. | Open Subtitles | انك تريد تمضية وقت رائع فحسب |
Bir hastayla vakit geçirmenin yerini alabilecek hiçbir şey yok aslında. | Open Subtitles | "حسنا، ليس هناك بديل فعلا" "عن تمضية وقت مع المريض." |