15 dakika önce, çöl bölgesinde devasa bir fizyonik etkinlik tespit edildi. | Open Subtitles | تم إكتشاف نشاط خارق هائل قبل 15 دقيقة... مركز في موقع صحراوي... |
Bir kuşak sonra Pauli'nin nötrinoları gerçek anlamda ilk kez bir nükleer reaktörün yaydığı radyasyonda tespit edildi. | Open Subtitles | بعد جيل من هذا تم إكتشاف نيوترينوات باولي لأول مرة في إشعاع مفاعل نووي |
Ani oksijen kaybı yaşanıyor. Sızıntı tespit edildi. | Open Subtitles | فقدان الأكسجين بشكل سريع، تم إكتشاف تسريب |
Sizi, gizli bir Kalvinist olmakla suçlamaya yetecek kadar kafir gereci evinizde bulundu. | Open Subtitles | لقد تم إكتشاف مايكفي من هرطقة.. في منزلك والتي تدينك بوصفها الكالفيني السري |
Bu göktaşı, birkaç yıl önce keşfedildi ve bundan birkaç yıl sonra bize çarpabilirdi. | TED | تم إكتشاف هذا النيزك قبل بضعة أعوام ويمكنه أن يصطدم بنا بعد بضعة أعوام. |
SavcıIığın baş tanığı yemin altında yalan söylerken yakalandı. | Open Subtitles | الشاهد الرئيسي للإدعاء تم إكتشاف أنه كاذب تحت القسم. |
San Francisco'da... kimliği belirsiz bir kadın cesedi bulunmuş. | Open Subtitles | فى " سان فرانسيسكو " تم إكتشاف جثة إمرأة مشوهة مجهولة الهوية |
O zamandan beri, biri Silver Lake diğeri Hancock Park Acil servislerinde olmak üzere iki yeni bulaşıcı hasta ortaya çıktı. | Open Subtitles | منذ ذلك الحين تم إكتشاف مريضين فى غرفة طوارىء فى "سيلفر لايك" وواحد فى حديقة "هانكوك" |
15 dakika önce, büyük boyutta bir hareketlilik tespit edildi. | Open Subtitles | تم إكتشاف نشاط خارق هائل قبل 15 دقيقة... |
"Alarmlar Devre Dışı" "Hack tespit edildi" | Open Subtitles | أجهزة الإنذار مغلقة **تم إكتشاف إختراق ** |
Bir çarpışma tespit edildi. | Open Subtitles | تم إكتشاف حادث إصطدام. |
Alarm! Alarm! Fener enerjisi tespit edildi. | Open Subtitles | "إنذار، إنذار، تم إكتشاف طاقة فانوس". |
Alarm! Alarm! Fener enerjisi tespit edildi. | Open Subtitles | "إنذار، إنذار، تم إكتشاف طاقة فانوس". |
Alarm! Alarm! Fener enerjisi tespit edildi. | Open Subtitles | "إنذار، إنذار، تم إكتشاف طاقة فانوس". |
Tehlikeli biyokimya salımı tespit edildi. | Open Subtitles | تم إكتشاف خطر بيولوجي |
Bilinmeyen yaşam formu tespit edildi. | Open Subtitles | تم إكتشاف شكل حياة غير معروف |
İşlev bozukluğu tespit edildi. | Open Subtitles | تم إكتشاف عطلاً |
Ama 2008'de, Buenos Aires'te filmin tamama yakın bir kopyası bulundu. | Open Subtitles | و في عام 2008 , تم إكتشاف نسخة إفتراضية كاملة في بوينوس آيريس . و مع ذلك ما تم الحفاظ عليه |
Önceki otopsilerde fark edilemeyen bazı anormallikler bulundu. | Open Subtitles | تم إكتشاف العديد من الأشياء الغريبة أثناء تشريح هذه الجثة و الذي لم يكتشف من قبل |
Daha sonra Kopernik Devrimi bize teleskopları kazandırdı. Ve üç gezegen daha keşfedildi tabi. | TED | ثم الثورة الكوبرنيكية جلبت التيليسكوبات . وبالطبع تم إكتشاف ثلاثة كواكب أخرى . |
Savcılığın baş tanığı yemin altında yalan söylerken yakalandı. | Open Subtitles | الشاهد الرئيسي للإدعاء تم إكتشاف أنه كاذب تحت القسم. |
Bizim bölgede bulunmuş bir asi sevgili karısı Leydi Trula'yı öldürdüğünü itiraf etmiş. | Open Subtitles | تم إكتشاف متمرد في مقاطعتنا وتم الإعتراف علي القاتل من زوجته المحبوبة (السيدة (ترولا |
Aynı sene, 40'tan fazla kişinin ölümünden sorumlu, üst düzey bir IRA yetkilisinin katıldığı IRA eylemlerinde İngilizler için çalıştığı ortaya çıktı. | Open Subtitles | بعد ذلك في نفس العام تم إكتشاف عضو ذو رتبة عالية في الجيش الجمهوري الذي تسبب في مقتل أكثر من 40 شخص. كان يعمل لدى البريطانيين خلال أنشط فترة له مع الجيش الجمهوري. |
Görünüşe göre çok ama çok uzun bir zaman önce gizemli bir maden kaynağı keşfedilmiş. | Open Subtitles | يبدو انه تم إكتشاف هذا العرق من الحجر منذ القدم |