Ayrıca Konuştuğumuz gibi, arada sırada iç çamaşırı giymek çok rahatmış. | Open Subtitles | عدى إرتدائي لملابسك الداخلية أحياناً والذي كما تناقشنا ، يريحني جداً |
Sevgili kızımı arzu ettiğini duymak içimi ferahlattı. Konuştuğumuz gibi yükünden kurtul. | Open Subtitles | أخبار رغبتك تجاه ابنتي المحبوبة تسعد قلبي، تخلصي من العقبة كما تناقشنا. |
Homer, kablolu işini daha önce konuşmuştuk. Sence buna paramız yetecek mi? | Open Subtitles | تناقشنا بشأن ذلك سابقاً، هل تعتقد أننا نستطيع تحمّل نفقات ذلك؟ |
23:15 gibi. İş konuşmuştuk. | Open Subtitles | حوالي الحادية عشرة و الربع لقد تناقشنا في أمور العمل |
- İlk bot ile gitmek istiyorum. - Bunu tartışmıştık. | Open Subtitles | أريد الخوض في القارب الجديد لقد تناقشنا في هذا |
Aslında evi de ne yapacağımızı tartıştık. | Open Subtitles | بالواقع , نحن , تناقشنا ماذا سوف نفعل بالمنزل ايضا |
Konuştuğumuz gibi yükünden kurtul ve bu işi düzgünce bitirelim. | Open Subtitles | تخلصي من العقبة كما تناقشنا وسنرى نهاية ملائمة لهذا الأمر |
O tartıştığımız gece Konuştuğumuz şeyleri düşündün mü? | Open Subtitles | لقد اقتربنا من بعضنا كثيرا ذلك المساء هل فكرت فيما تناقشنا حوله؟ |
Önceden Konuştuğumuz şu yandaşa ne oldu? | Open Subtitles | ولكن ماذا عن المؤيدون الذين تناقشنا بأمرهم سابقا ؟ |
Konuştuğumuz şeye çok yakın bir fikir bulduğumuza inanıyorum. | Open Subtitles | أعتقد بأن هذا قريب للغاية مما تناقشنا عليه |
Şimdiye kadar Konuştuğumuz karmaşık zor meseleleri çözmeye çalışırdım senin hayatında yaptığın gibi onları göz ardı etmezdim. | Open Subtitles | لقمت بمتابعة التعامل مع العقد القضايا الصعبة التي تناقشنا بشأنها لا أن أقوم بدسها أسفل السجادة |
Hedefi tek başına yakalayınca, Konuştuğumuz gibi yakın temasta olacaksın. | Open Subtitles | وبعدما تنفردين بالهدف، كما تناقشنا عليكِ أن تكونِ على مدى قريب منه |
Sanırım sabır hakkında konuşmuştuk Komutan. | Open Subtitles | خِلْتُ أننا تناقشنا في التحلّي بالصبر، أيها القائد. |
çünkü bunu geçen yıl konuşmuştuk. | Open Subtitles | لأننا كلنا تناقشنا عن هذه الحاله السنه الماضيه |
Bu konuyu ben 500.000 dolar içeri girmeden önce konuşmuştuk. | Open Subtitles | تناقشنا في هذا قبل أن أعرف أنّ الأمر سيكلّفني نصف مليون دولار |
Sırf çifte pompalanmak istediğin için kuzenimin kalbini paramparça etmene seyirci kalmayacağım, konuşmuştuk. | Open Subtitles | كما تناقشنا, لن أقف وأشاهدك تحطمين قلب قريبي إلى مليون قطعة فقط حتى يمكنك التراجع |
Anlaşmadaki her şeyi dana önce tartışmıştık. | Open Subtitles | كل شيء كان بالعقد كان شيء مما تناقشنا فيه |
Ougi ve diğerleriyle bunu çok tartıştık. | Open Subtitles | لقد تناقشنا في هذا أكثر من مرة مع اوجي والأخرين |
Albayla beraber bir takım şeyler hakkında konuşuyorduk. | Open Subtitles | انه أمر مستعجل جداً , الكولونيل و أنا قد تناقشنا بالأمر |
- Evet, bahsettiğimiz gibi. | Open Subtitles | أجل، كما تناقشنا. |
Bir numaralı kuralı konuştuğumuzu sanıyordum, Flynn. | Open Subtitles | لقد أعتقدت أننا تناقشنا فى القاعده رقم 1,فلين |
Yine de, konu hakkında konuşmaya başladık ve gelişmeler ardı ardına geldi. | TED | ولكنه كان منفتحاً على النقاش .. ومن ثم .. تناقشنا ..حينٌ بعد حين .. |
Bu konuşmayı yapmıştık. Bir dakika. | Open Subtitles | لقد تناقشنا في هذا من قبل - لحظة واحدة - |
Jack, ilk tartıştığımızda düşüncelerini gayet açık belirtmiştin. | Open Subtitles | (جاك)، رأيك كان واضحاً عندما تناقشنا بالأمر لأول مرة |