"تناقض" - Translation from Arabic to Turkish

    • çelişki
        
    • paradoks
        
    • çelişkili
        
    • paradoksu
        
    • tutarsızlık
        
    • çelişiyor
        
    • ters
        
    • çelişkiyi
        
    • uyuşmazlık
        
    • zıtlık
        
    • farklılık
        
    • çelişirseniz
        
    • tutarsızlığı
        
    • çelişiyorsun
        
    • bir uyumsuzluk
        
    İşte bu gördüğünüz deneyimleyen benlik ile anımsayan benlik arasındaki çelişki. TED الآن هذا هو تناقض مباشر بين نفسية التجربة ونفسية الذكرى.
    Bu çözülmesi gereken bir çelişki ... aktif göreve dönmeden önce Albay. Open Subtitles انه تناقض يحتاج الى حل قبل أن اصرح لك بالعودة الى عملك ايها العقيد
    Bana olacakları söylersen bunun gerçekten de olacağını bildiğim için bir paradoks oluşturacağımdan korkuyorsun. Open Subtitles تعتقدينأنكِبإخباركعننفسي ، ربما تصنعين تناقض زمني لأنه من واقع معرفتي لم يحدث ؟
    "Küçük yeşil adam" hakkındaki çelişkili tanık ifadeleri... Open Subtitles تناقض تقارير الشهود يتعلق بالرجل الصغير الأخضر
    İçimdeki filozof bu paradoksu öneriyor: Tavsiyeleri takip etmeyi bırakmanızı tavsiye ediyorum. TED لذلك الفيلسوف الذي بداخلي يمكنه الآن أن يقدم تناقض أنصحك فعلاً بالتوقف عن العمل بالنصائح.
    Burada görmek istediğiniz şey anlattığı korkunç olaylar ve onun çok ama çok soğukkanlı tavrı arasındaki inanılmaz bir tutarsızlık. TED ما ترغب في بحثه هنا هو تناقض لا يصدق بين الأحداث المروعة التي تصفها وتصرفاتها الباردة جدا.
    Çavuş Oh'un itirafında bir çelişki vardı. Open Subtitles لقد كان هناك تناقض واضح في شهادة الرقيب أوه
    Eğer bu ifade yanlışsa, bu da aynı ifadenin doğruluğunun kanıtlanabileceğini gösterirdi, yani ifade doğru olurdu ve bu da bir çelişki ortaya çıkarıyor. Open Subtitles إن كانت العبارة خاطئة، فيعني ذلك أن العبارة يمكن إثباتها، ما يقود أنها ستكون صحيحة، وهذا تناقض.
    Doğanın temelinde şaşırtıcı bir çelişki ortaya çıkardı. Open Subtitles لقد كشف عن تناقض مثير للصدمة في قلب الطبيعة
    Bu çok şaşırtıcı çünkü geçen dönem, ...dekanın listesine girmiştim, tuhaf bir çelişki. Open Subtitles وهو أمر مفزع جدا , لأنني في الفصل الدراسي الماضي وصلت الى قائمة العميد , لذا هناك تناقض كبير في الأمر
    Hayır, TARDIS'e atlayıp onu geri getirebiliriz. Bir paradoks daha... Open Subtitles لا، نحن يُمكِننا أَن نَذهب ونأتي به في التارديس, تناقض واحد أكثر
    Zihninin kaçamadığı bir mantıksal paradoks. Open Subtitles تناقض منطقي، لم يستطع عقله أن يهرب منه.
    - Haklısın, bu bir paradoks. - Teşekkür ederim. Open Subtitles أنت على حق، إنه تناقض شكراً لكى
    Bunun evrenin en küçük yapıtaşı olması kavramı çelişkili bir biçimde, tüm evreni kapsadığı olasıIığı ile çelişiyor. Open Subtitles فكرة أن هذا هو المكون الأصغر ليس في تناقض أو خلاف مع مقولة أنه ربما يمثل الكون بأكمله أيضاً
    Biliyorsun, teknik olarak çoktan gelecekte olacakları değiştirdiğimiz için bir zaman paradoksu yaratmanın tehlikesi yok. Open Subtitles كما تعلم، لن يكون خطر في خلق تناقض زمني لأنّنا قد غيرنا الأحداث المستقبلية بالفعل
    Sizin görüşlerinizle bilimsel görüş arasında bir tutarsızlık yok mu? Open Subtitles الآن ، أليس هناك تناقض بين رؤياك للعلم بأن الله لا يتدخل فيه، لأنه أنشأه بالطريقة السليمة من المرة الأولى..
    O da bizim bulduğumuz kanıtlarla çelişiyor. Open Subtitles انه تناقض كامل لدليلنا حسنا المدعي العام يترك الرسائل على جهازي
    Bilgi argümanı, ruh hali dâhil her şeyin fiziksel bir açıklaması olduğunu öne süren fizikalizm teorisi ile ters düşüyor. TED المناقشة المعرفية تناقض النظرية الفيزيائية التى تقول أن كل شئ يتضمن الحلات الذهنية، لديها تفسير فيزيائى
    İnancından şüphe etmiyorum, ama bir çelişkiyi... gözardı ediyorsun. Open Subtitles ولكن يبدوا أنك 000 تناقض نفسك ماذا تعنى ؟
    Ama bu gizlilik ve... ..göreviniz arasında bir uyuşmazlık var. Open Subtitles ولكن من المؤكد وجود تناقض بين هذه السرية وبين مهنتك
    Şüphelinin kişiliğiyle ilgili bir zıtlık var. Open Subtitles ثمة تناقض يكمن بهوية هذا الجاني.
    Sol ve sağ taraflar arasında ağırlık dağılımında farklılık var. Open Subtitles هناك تناقض فى توزيع الوزن بين الجانب الأيسر والجانب الايمن
    Şiirlerinizde veya romanlarınızda çelişirseniz, bu sorun değil. Open Subtitles إذا كنت تناقض نفسك في رواياتك او قصائدك... فلا بأس بذلك
    O 48 saatin her dakikasında ifademdeki tutarsızlığı yakalamak için çabaladılar. Open Subtitles حاولوا بكل دقيقة من تلك الـ 48ساعة إيجاد تناقض بالقصة
    - Kendinle çelişiyorsun. Open Subtitles أنت تناقض نفسك.
    Bilimin bildiği ile iş dünyasının yaptığı arasında bir uyumsuzluk var. TED هناك تناقض بين ما يعرفه العلم وبين ما يحدث في العمل.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more