"تنفتح" - Translation from Arabic to Turkish

    • açılıyor
        
    • açılmayacak
        
    • açılması
        
    • açılmasına
        
    • açılmaz
        
    • açılacak
        
    • açılır
        
    • açılıp
        
    • açılmıyor
        
    Yemek yemediğinden değil, yemek yediğinde bağırsak kanalı açılıyor ve bağırsak içindekiler mideye doğru geri akıyor. TED وليس المشكل أنه لا يأكل، إنما أنه حين يأكل، تنفتح أمعاؤه أساسا وينسكب البراز في أحشائه.
    Şu anda aktif değil. Ama partikül silahları, tam bu noktaya ateşlediğimizde gedik açılıyor. Open Subtitles غير فعال حالياً، لكن عندما نسلط محركات الجزيئات على هذه النقطة تنفتح الفجوة
    Bir hafta içinde, kalan koylar tamamen açılıyor ve denizgergedanları sosyal ilişkilerle meşgul oluyorlar. Open Subtitles في ظرف أسبوع، تنفتح الخلجان المتبقية على مصراعيها، وتحيد أحادية القرون إهتمامها نحو المسائل الإجتماعية
    Güvendesin. O geçit bir daha açılmayacak. Open Subtitles أنت بأمان البوابة لن تنفتح مجدداً
    Bizde aynısını yaptık. Bir hiperuzay penceresi açılması algılıyorum. Open Subtitles أنا ألتقط نافذة فضاء فائق تنفتح.
    Belki de seni kollarında ağlarken görmek onun açılmasına sebep oldu Open Subtitles حسناً، ربما بكائكِ بين ذراعيها جعلها تنفتح
    Ana paraşütü açılmaz. Open Subtitles ما الذي تفعله بحق الجحيم؟ لن تنفتح مظلته الرئيسية!
    "Gökyüzü açılacak" Open Subtitles السماء سوف تنفتح
    Şu an otobüs yavaşlıyor ve kapıları açılıyor. Open Subtitles يبدو أن سرعة الحافلة بدأت تبطء الآن و الأبواب تنفتح
    Şu an otobüs yavaşlıyor ve kapıları açılıyor. Open Subtitles يبدو أن سرعة الحافلة بدأت تبطء الآن و الأبواب تنفتح
    Kapattın ama tekrar açılıyor anlaşılan. Open Subtitles لقد أغلقتموها لكن يبدو أنها تنفتح مجددًا
    Kuzeyden Güneye aktarımlar dışa açılırken, bu aktarımları kanalize eden kalkındırma kurumları da dışa açılıyor. TED و مثلما تنفتح عمليات النقل من الشمال إلى الجنوب، كذلك تنفتح أيضا مؤسسات التنمية التي توجّه عمليات النقل .
    Bu da bizi kalkındırmanın üçüncü ve bana kalırsa en önemli değişimine getiriyor: açık yönetişim. Artık vatandaşlar seslerinin duyulmasını ve hesap verilmesini talep ederken, hükümetler dışa açılıyor. TED وهذا يقودني إلى ثالث، وفي رأيي، أهم تحول في التنمية: اﻹدارة المفتوحة. الحكومات اليوم تنفتح كما يطالب المواطنون بسماع أصواتهم وبالمساءلة.
    Oynattığın zaman, hemen açılıyor bu yüzden merdivenlerden indirmek gerçekten zor olacak. Open Subtitles عندما تنقلها، تنفتح... لذا سيكون من الصعب نقلها... إلى الطابق السفلي
    Oynattığın zaman, hemen açılıyor bu yüzden merdivenlerden indirmek gerçekten zor olacak. Open Subtitles عندما تنقلها، تنفتح... لذا سيكون من الصعب نقلها... إلى الطابق السفلي
    Kaderimiz burada kilitli kalacağı için sonsuza dek açılmayacak. Open Subtitles وهكذا لن تنفتح ابدا
    Işıkların yanıp sönmesi, kapıların kendi kendine açılması, küf? Open Subtitles -الأضواء تُضيء وتنطفئ، الأبواب تنفتح بنفسها، عفن؟
    Geçidin tekrar açılmasına ne kadar kaldı? Open Subtitles إذاً، كم لدينا من وقت عندما تنفتح البوابة؟
    Çok nadir durumlarda paraşütünüz açılmaz. Open Subtitles في مناسبات نادرة مظلتك لن تنفتح
    "Gökyüzü açılacak" Open Subtitles السماء سوف تنفتح
    Genellikle biri kendini astığında sıvı yolları açılır. Open Subtitles عادة الأشخاص الذين يشنقون أنفسهم تنفتح الفتحة الشرجية لديهم تلقائياً
    Bu kız açılıp açılamayacağını bilmiyor erkek arkadaşına, çünkü kız adamın kardeşine çok yakın. Open Subtitles الفتاة لا تعلم إذا كانت ستستطيع أن تنفتح . إلى صديقها لأنها قريبة جداً من شقيقها
    Ana altprogram açılmıyor. Uzaktan kumandayı deneyeceğim. Open Subtitles لن تنفتح أنظمة التحكم البديلة أجرّب جهاز التحكم عن بعد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more