Lynn Dempsey yönetici asistanıymış. Kimyasal maddeler konusunda deneyimi yok. | Open Subtitles | لين ديمبسي كانت مساعدة تنفيذية ليس اديها اي خبرة بالكيماويات |
O zamandan bu yana, bu bölgelerin yönetici ve bütünleştirici yetenekleri vurguladığını öğrendik, ki onlarsız insan da sayılamazdık. | TED | تعلمنا منذ ذلك الوقت أنها تعزز قدرات تنفيذية وتكاملية والتي بدونها، سنكون بالكاد بشرا. |
Kendine yönetici asistanı dedirtmeyi bildi. | Open Subtitles | إستعملت إمكانياتها كي تحصل على الترقية و تصبح سكرتيرة تنفيذية |
küresel bir harekete dönüşmüş durumda. Ben, Uyuşturucu Politikası-- Küresel Komisyonunun idari koordinatörüyüm. | TED | وأنا منسقة تنفيذية في ما يسمى اللجنة العالمية لسياسة المخدرات. |
Buralarda ateşli bir pazarlama yöneticisi gördün mü? | Open Subtitles | هل رأيتي متسوقة تنفيذية مثيرة في اي مكان؟ |
Sistemi kontrol altında tutabileceğimiz bir yürütme organına sahip olmamamıza karşın bunu yasaların üzerinde bir şeymiş gibi değerlendirmek de hatalı olacaktır. | Open Subtitles | في حين أنه لا يوجد سلطة تنفيذية يمكنها احتواء النظام بشكلٍ كامل، ذلك لا يعني أنه يتجاوز القوانين المنصوصة من قبل الدولة. |
Islak bir orospu sana kılıç fırlattı diye... ..yüce yönetici güce sahip olmayı bekleyemezsin. | Open Subtitles | أنتَ لا تستطيع أن تشغل سلطة تنفيذية عليا لأن بعض الأشياء المائية رمت سيف لك |
Eskiden televizyon kanalında yönetici olduğunu biliyorum ama şimdi bir kafede çalışıyorsun. | Open Subtitles | أنا أعلم أنك كنت مخرجة تنفيذية كبيرة في التلفاز من قبل لكنك تعملين في مقهى الآن |
Henüz kesin bir şey yok, fakat yarın yönetici asistanı posizyonu için bir görüşmem var | Open Subtitles | حسنا, لاشيء أكيد حتى الآن ولكن لدي مقابلة عمل غدا لمركز مساعدة تنفيذية |
Tebrikler, işe alındın. Goliath Ulusal Bankası'nın yeni yönetici stratejisi koordinatörüsün. | Open Subtitles | مبروك ، لقد تم تعيينك ، أنتِ منسقة تنفيذية للإستراتيجية لبنك جولايث الوطني |
Üst düzey bir yönetici Büro'nun ilişkili olduğu herşeyi biliyor. | Open Subtitles | إنها مسئولة تنفيذية برتبة كبيرة مُصرح لها معرفة كل مصادر المكتب |
"Hayır, sakın ha" dediler. Kariyerinin sonu olur. Hem ciddi bir yönetici olup hem de kadınlar hakkında konuşamazsın. Asla ciddiye alınmazsın bir daha. | TED | ستقضين على مسارك المهني. لا يمكنك أن تكوني مديرة تنفيذية جادة وتتحدثين عن كونك امرأة. لن تؤخذي على محمل الجد مطلقا مرة أخرى. |
Christiana, BM, İklim Değişikliği Çerçeve Anlaşması yönetici sekreteriydi. ve bu nedenle BM'nin sonradan Paris Anlaşması olacak noktaya ulaşmasında baş sorumluydu. | TED | كريستيانا كانت سكرتيرة تنفيذية لإطار عمل الأمم المتحدة الخاص بمعاهدة تغير المناخ، ومنصب كهذا يحملها مسؤولية كلية من أجل أن تبلغ الأمم المتحدة ما سيكون من اتفاقية باريس فيما بعد. |
Bazen yönetici kararları vermen gerektiğini biliyorum. | Open Subtitles | أحياناَ عليك اتخاذ قرارت تنفيذية |
Kendimi daha önce hiç yönetici olarak düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أتخيل نفسي قط مديرة تنفيذية من قبل |
İki üniversitenin stajyerlik programlarını birleştirip kariyer ortası idari eğitim programları açtığını gördüm. | TED | ورأيتُ جامعتين دمجت برامج تدريبية في برامج تعليمية تنفيذية للمرحلة المتوسطة من الحياة المهنية. |
Sayın Yargıç, bu belge çalınmış, idari bilgiler içermektedir ve kanıt olarak sunulamaz. | Open Subtitles | سيادتك, الوثيقة تحتوي علي مذكرة تنفيذية تشمل أوراق عمل مسروقة و لا يمكن الأخذ بها |
Bir saatten az bir süre içerisinde FBI yöneticisi Janet Macnamara kaçırılmış olacak. | Open Subtitles | دعنا نبدأ في غضون أقل من ساعة " مسئولة تنفيذية عن المكتب الفيدرالي تُدعى " جانيت ماكنامارا |
Atıp departmanının başında ki Innatron yöneticisi. | Open Subtitles | إنها مديرة تنفيذية بشركة (إنّاترون) مكلفة بإدارة النفايات |
Talep edilen yürütme yetkisi | Open Subtitles | المطالبة من سلطة تنفيذية |
Kendisi Fortune 500 şirketlerinden olan Xerox'un ilk Afrikan-Amerikan kadın CEO'su. | TED | هي أول أنثى أمريكية أفريقية تعمل بصفتها مديرة تنفيذية لشركة مدرجة في فورشن 500، تابعة لزيروكس. |
Şehir dışına geziye çıkmış bir yöneticisin yani. | Open Subtitles | إذًا أنتِ مجرد تنفيذية في رحلة خارج المدينة. |