umurunda, yoksa aramızdaki bu konuşma olmazdı! | Open Subtitles | أنت تهتمّ و إلا لماذا تدور هذه المحادثة بيننا |
Başkalarının ne düşüneceği neden böyle umurunda? | Open Subtitles | الذي تهتمّ دائما ماذا ناس آخرون إعتقدوا؟ |
Profesör, seni vurması için Mongo'ya teslim etmek isteyen bir pisliği neden umursuyorsun? | Open Subtitles | لماذا تهتمّ بلقيط من يحتاج لإدارتك إلى مونجو وهل قتلت؟ |
Müziğini takdir edip etmememi önemsiyorsun, ama hayatta kalmayı önemsemiyorsun. | Open Subtitles | أنت تهتمّ بتقديري لموسيقاك لكنّك لا تهتمّ بموتك أو حياتك |
fakat en azından bunu yapıcak kadar ona değer verdiğini gösteriyor değil mi? | Open Subtitles | لكن هي على الأقل تهتمّ بما فيه الكفاية للقيام بذلك ، أليس كذلك؟ |
Son birkaç yıldır yanımda değildin. Beni önemsiyor. | Open Subtitles | أنتِ لم تكوني معي خلال العامين الماضيين، إنها تهتمّ لأمري |
Sen Carl'la ve barla ilgileniyorsun, ama... kendinle hayır. | Open Subtitles | أنت تهتمّ بـ(كاارل) وبالحانة ولكن لا تهتمّ بنفسك |
Tamam, Boş ver, kamerası olan birini buluruz. | Open Subtitles | حسناً ، لا تهتمّ شخص ما سوف يكون لديه كاميرا |
Kendini önemsemiyor olabilirsin ama etrafına epey perişanlık çektirecek kadar yüksek patlayıcı var üzerinde. | Open Subtitles | قد لا تهتمّ لحياتك، لكن مربوط بك ما يكفي من السيمتكس لنشر الكثير من البؤس بالمكان. |
Sen de göründüğünden daha aptal değilsen senin de onu önemsediğini biliyorum. | Open Subtitles | وإلا إذا كنتَ أغبى بكثير مما تبدو عليه، فأنا أعلم أنّك تهتمّ لأمرها |
Bunları benimle sevişebilmek için mi yaptın yoksa bu düğün gerçekten umurunda mı? | Open Subtitles | فعــلت كل ذلــك فقط لممارسة الجنس معي أو لأنـــك تهتمّ حقا بــــالزفاف؟ |
Sanki adalet umurunda değilmiş gibi davranıyorsun ben de ona gerçeği anlattım. | Open Subtitles | تتصرّف وكأنّك لا تهتمّ بالعدالة. لذلك أخبرتها بالحقيقة. |
umurunda olan tek şey onu 20'sine getirmek böylece onu yetimhaneden şutlayabilir. | Open Subtitles | كل ما تهتمّ به هو قضاء ساعات عملها حتى يكون بإمكانها التقاعد بمعاش تقاعدي. |
umursuyorsun. Yoksa bu sıkıntılara neden katlanasın ki. | Open Subtitles | تهتمّ, أو أنّك لا تود خوض كلّ تلك المشاكل |
Ama hâlâ umursuyorsun, değil mi, Bay Murdoch? | Open Subtitles | لكن ما زلت تهتمّ لا تفعل هذا سيد *ميردك* ؟ |
Geri adım atacak kadar önemsiyorsun. Bu kötü bir şey değil. | Open Subtitles | أنتَ تهتمّ كفايةً لتحجم طيشكَ وهو ليس بالأمر السيّىء |
Sanki değer verdiğin her şeyi ve herkesi elinden almak istiyor. | Open Subtitles | يبدو وكأنّه يريد أن يسلب كلّ شيء وكلّ من تهتمّ به |
Jessica Pearson bu şirketi ve içindeki her şeyi, çok önemsiyor. | Open Subtitles | هو أنه (جيسيكا بيرسون) تهتمّ بأمر هذه الشركة وكل شخصٍ فيها |
Hangisiyle ilgileniyorsun? Selam. Terry. | Open Subtitles | ما نوع التّغيير الذي تهتمّ له ؟ ـ(تيري)َ |
- Sen onu Boş ver de... - ...asıl bunun için kaygılan. | Open Subtitles | لا تهتمّ بهذا الشأن واهتمّ بهذا |
O kız sana hangi yalanları sattı bilmiyorum, ama para ve statü dışında hiç bir şeyi önemsemiyor. | Open Subtitles | لا أدري ما الأكاذيب التي أخبرتكِ بها تلك الفتاة ولكنها لا تهتمّ سوى بالمال والمرتبة |
Politikayı bu kadar önemsediğini kim bilebilirdi ki? | Open Subtitles | مَن كان يعرف أنّك تهتمّ كثيرًا بالسياسة هكذا؟ |
önem verdiğin şeylere bir şans vermelisin. | Open Subtitles | يجب أن تأخذ الفرص للأشياء التى تهتمّ به. |
Bunu haketmiştin. umrunda olan tek şey işindi. | Open Subtitles | لقد كنت تستحقّ ذلك، كل ما كنت تهتمّ به في ذلك الوقت كان العمل |
Dünyada değişiklik yapmak için bir güce sahip olacaksın ve sen umursamıyorsun bile. | Open Subtitles | أنت سيكون عندك القوّة للتأثير في العالم وأنت حتى لا تهتمّ. |
Onun gibi bir kadın böyle bir adamla neden ilgilenir, ...aptal bir matematik profesörüyle? | Open Subtitles | لمَ إمرأه بجمالها، تهتمّ ببرفيسور أحمق؟ إلّا إن كانت تستغلّه. |
Neden birden babamı bu kadar önemsemeye başladın? | Open Subtitles | لمَ تهتمّ فجأة كثيراً بشأن والدي؟ |
Sevgiye ihtiyacı var, ilgilenmen gerek bunu sadece sen yapabilirsin. | Open Subtitles | تحتاج حبّا، من الضّروري أن تهتمّ بها وفقط أنت يمكن أن تعمل هذا |