Sakin ol bakalım. Neler oluyor? | Open Subtitles | إهدئي، يجب عليك تهدئة أعصابك، ماذا يجري؟ |
- Şimdi biraz Sakin ol ve o elini cebinden çıkar. | Open Subtitles | إنك بحاجة إلى تهدئة نفسك ويجب أن تخرج يدك من ذلك الجيب. |
Lütfen Sakin ol artık! | Open Subtitles | أوه، رجاء، رجاء، تهدئة نفسك الآن. |
Basgitar çalan biri öğretmişti bunu. Kendimi sakinleştirmeye çalışıyorum, adamım. | Open Subtitles | لقد أثرتَ الرعب بي أحاول تهدئة نفسي ، يا رجل |
Sessiz, sakin olun. | Open Subtitles | لا بد لي من الحصول هناك هادئة. تهدئة. |
sakinleş, yaratıcı bir çaba gösterirken sürekli bunu derler: | Open Subtitles | تهدئة. هذا ما دائما يقول خلال أي مسعى الإبداعية: |
- Senatör Duvall'in kesin bir harekette bulunacağımız yönündeki endişesini yatıştırmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أننى أحاول تهدئة وافهام السّيناتور دوفال قبل ان يفقد اعصابه |
Sadece Sakin ol tamam mı? | Open Subtitles | ، فقط تهدئة. حسنا؟ يجب أن يكون هناك بعض |
Hey, Sakin ol. | Open Subtitles | مهلا، مهلا، مهلا، مهلا، تهدئة. |
Tamam, Sakin ol. | Open Subtitles | مرحبا، مجرد تهدئة. |
Sakin ol, Louise. | Open Subtitles | حاولي تهدئة نفسك يا لويز |
Tamam Brenda canım. Sakin ol. | Open Subtitles | كل الحق، بريندا الحب، تهدئة. |
Hanna, Sakin ol. | Open Subtitles | حنا، مجرد تهدئة. |
Önce bir Sakin ol. | Open Subtitles | دعونا تهدئة فقط بانخفاض. |
Vali Willy Brandt eğer bariyerlere saldırırlarsa, kan döküleceği endişesiyle kalabalığı sakinleştirmeye çalıştı. | Open Subtitles | حاول العمدة فيلي ،برانت تهدئة الحشود فقد خشى من أن تسفك دمائهم إذا ما هاجموا الحواجز |
O yalnızca kendini sakinleştirmeye çalışıyordu, ve şu şarkıyı söylüyordu. | Open Subtitles | كان محزناً للغاية كانت تحاول تهدئة نفسها واستمرت في غناء هذه الأغنية |
Hanfendi Iütfen sakin olun, isminizi söyleyin. | Open Subtitles | سيدتي يرجى تهدئة أسفل، قل لي اسمك. يا إلهي... |
Komşular polis çağırmadan sakinleş. | Open Subtitles | تهدئة قبل الجيران استدعاء شريف. |
Bu süt kutularını da açıklıyor. Midesini yatıştırmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | هذا يشرح الحليب , لقد كان يحاول تهدئة معدته |
..ama sinirlerimi yatıştırmak istedim, ve bunun yardımı olacağını düşündüm. | Open Subtitles | و أنا أيضاً ، ولكني ظننت أنه قد يساعد على تهدئة أعصابي |
Evet, ama ekstasi insanları sakinleştirir. | Open Subtitles | نعم لكن العقار يميل إلى تهدئة الناس |
Charlotte gibi insanlar? Muhtemelen kimse onu yetiştirmemiş. Ona kendini sakinleştirmeyi öğretmemiş. | Open Subtitles | هي احتمالات إن لا احد قدم لها الرعاية وكيفية تهدئة النفس |
Bir yatışma dönemi yaşanacak, sonra biri çıkıp: | Open Subtitles | سوف تكون هناك فترة تهدئة و سوف يقول أحدهم |
sakinleşmek için birkaç gününü zindanda geçirebilirsin. Muhafızlar! | Open Subtitles | يمكنك قضاء بضعة ايام تهدئة في السجن، أيها الحراس |
Bir çok ünlü eski boğa güreşçisi, boğaların bilinçli olarak Sakinleştirici ve müshille güçten düşürüldüğünü belirtiyor. | Open Subtitles | كثير من المصارعين السابقين البارزين قالو بانه يتم تهدئة الثيران عمدا بالمهدئات والمسهلات، |