Bu bize makinelerin ne yapacaklarını, ne yapamayacaklarını ve hangi işleri otomatikleştirecekleri veya tehdit oluşturabilecekleri üzerine benzersiz bir bakış açısı vermektedir. | TED | وهذا يعطينا منظورا فريدًا لما تستطيع الآلات فعله وما لا تستطيع فعله وما الوظائف التي يمكن للآلات أن تؤديها أو تهددها |
Ayrıca tehdit etmiyor aşağılamıyor, dövmüyor, hakaret etmiyorsun. | Open Subtitles | ولا تهددها أو تهينها, أو تضربها أو تذلها |
Erişte yemek istiyorsun diye tehdit de etme. | Open Subtitles | لا تهددها فحسب لأنك تود تناول شعرية فول الصويا الاسود معها |
O zaman onu kandırman ya da tehdit etmen gerekecek çünkü sana isimleri vermeyecek. | Open Subtitles | -إذن فستحتاج إلى أن تخدعها أو تهددها -لن تفعل ذلك |
Yemeklerimize antidepresan koymakla tehdit ederdi. | Open Subtitles | و تهددها بوضع دواء الكآبة في طعامنا |
Sakın onu bir daha tehdit etme! Bunu unutmayacağım, amigo. | Open Subtitles | إيّاك أن تهددها ثانية - لن أنسى هذا يا صاح - |
Eğer onu tehdit etmediysen, o zaman akli dengen bozuk. | Open Subtitles | إن لم تهددها إذًا فإنك مريض عقليًا |
- Onu tehdit ettin. Şahidim buna! | Open Subtitles | حسنا انا شاهد سمعت تهددها |
Çünkü sesin tehdit eder gibiydi. | Open Subtitles | لأنك بدوت وكأنك تهددها يا صاح |
Onu tehdit ettiğini duyan insanlar var. | Open Subtitles | هناك اشخاص سمعوك تهددها |
Onu tehdit etme. | Open Subtitles | لا تهددها |
Onu tehdit etme. | Open Subtitles | .لا تهددها |