| Yeterince duydum, oğlumu nasıl mıncıkladığını ve tehdit ettiğini. | Open Subtitles | لقد سكت عن الامر بما فيه الكفاية لقد كنت تزعجين و تهددين ولدى لقد انتهى الامر الان |
| Dün gece, adamı öldürmekle tehdit ettiğini duymuş Daphne. | Open Subtitles | دافني سمعتكِ تهددين بقتله الليلة الماضية |
| Çünkü sanırım hormonların yüzünden kimi tehdit ettiğini unutuyorsun. | Open Subtitles | أعتقد أن هرموناتك جعلت عقلك ينسى من أنتِ تهددين! |
| Kısacası, onu ifşa etmekle tehdit ettiğinde aslında beni ifşa etmekle tehdit ediyorsun. | Open Subtitles | لذا عندما تهددين بفضحها أنتِ حقاً تهددين بفضحي |
| Beni yasal olarak burada tutmakla mı tehdit ediyorsun? | Open Subtitles | هل تهددين بوضعي إجبارياً في المستشفى ؟ |
| Tam da daha da alçalamazsın demişken öz kızını tehdit ediyorsun ya. | Open Subtitles | بالميعاد وحين توهّمت ألَّم يعُد بوسعك النزول لإنحطاط أكثر... تهددين ابنتك. |
| Hayır sen insanları tehdit ediyorsun. Masum insanları. | Open Subtitles | كلا أنت تهددين أشخاص أبرياء |
| Beni öldürmekle mi tehdit ediyorsun? | Open Subtitles | هل تهددين بقتلي ؟ |
| Ne demeye ajanlarımı tehdit ediyorsun? | Open Subtitles | لماذا تهددين عملائي؟ |
| Hayatımızı tehdit ediyorsun. | Open Subtitles | إنكِ تهددين حيواتنا. |