Dersin amacı tasarım dünyasının felsefesini öğrencilere tanıtmaktı. | TED | تهدف هذه الدورة إلى تقديم هؤلاء الطلاب إلى فلسفة عالم التصميم. |
Biyoniklerin tek amacı insanları daha güçlü ve hızlı yapmak değildir. | TED | هندسة الأطراف الحيوية الآلية لا تهدف فقط لجعل الناس أسرع و أقوى |
Ve eğer seni vuracaksam sanırım hep kafana nişan almak zorundayım. | Open Subtitles | وأنا افترض إذا أريد أن يطلق النار عليك، أستطيع أن تهدف دائما على الرأس. |
Eğer çelik yelek giyiyorlarsa, diz kapaklarına nişan al. | Open Subtitles | إذا كانت ترتدي سترة، تهدف للقبعات الركبة. |
Uyuşturucu yasası kasıtlı olarak renge göre insanları hedef alıyor. | Open Subtitles | وقوانين مكافحة المخدرات تهدف إلى الناس الملونين |
Bunlar ufak yalanlar değil... aranızda ayaklanma çıkmasına ve aynı zamanda... devletin kurmuş olduğu dinden... sizi saptırmaya çalışan hain yalanlardır. | Open Subtitles | ليس فقط اكاذيب ، بل اكاذيب خائنة ليس فقط لانها تهدف الى نشر العصيان و التمرد بينكم و لكنها ايضا تمنع عقولكم |
Bu andan itibaren her hareketimiz tek bir amaç için olacak: yaşatmak. | Open Subtitles | من الآن .. اى حركة نصدرها تهدف لشىء واحد ان نبقيه على قيد الحياة |
Aile toplantılarının amacı aileyi bir araya getirmektir. | Open Subtitles | الاجتماعات العائلية تهدف الى جمع العائلة |
Sanırım yeni yaşam tarzının amacı, kendisini zinde tutmak. | Open Subtitles | وأعتقد أن له قاعدة جديدة للمعيشة تهدف للحفاظ عليه لائقا صحيا |
Plânlarımın amacı etkisiz hale getirmekti, öldürmek değil. | Open Subtitles | حالات طوارئي كانت تهدف لشلّ الحركة، لا القتل. |
Bak... ikimizde biliyoruz ki amacı bizi ayırmak. | Open Subtitles | اسمعي، كلانا يعرف أنّها تهدف للتفريق بيننا |
Eğer tekneye nişan alsaydın daha geniş bir alana nişan alırdın yani sırtına. | Open Subtitles | إذا كنت تهدف من قاربه لتهدف بأقرب منطقة لأعلى الظهر |
10 derece sağa değil, 10 derece sola nişan almalısın, tamam mı? | Open Subtitles | حسنا، كنت ضرب 10 درجة إلى اليمين. كنت فلدي تهدف 10 درجة إلى اليسار، حسنا؟ |
Yüze ve diz kapağına nişan al. | Open Subtitles | تهدف للوجه والركبة مباراة دولية. |
Senaryo sağlamlaştıktan sonra meclis tarafından hedef alınan yemek endüstrisine ilgi büyüdü. | Open Subtitles | السيناريو معتمد عليه جدا وضغط المال السياسي التي تهدف إلى المشرعين من صناعة الأغذية هائلة |
Topla hedef alırsın, gez, göz, arpacığı ve yüksekliği ayarlarsın. | Open Subtitles | أنت تهدف بالمدفع وتقوم بتعديل المسار والارتفاع |
Elmas piyasası her zaman erkeği hedef almıştır. | Open Subtitles | صناعه الماس تهدف دائماً للرجال |
Ajan Scully ve ben, kökleri Savunma Bakanlığı'nda olan bizi yok etmeye çalışan bu komploya inandırılsaydık, gerçekler zahiri olacaktı, ancak, şimdi inkâr edilemezler. | Open Subtitles | إذا كنا انا والعميلة سكالي قد قُدنا للإيمان بالمؤامرة.. التي تهدف لتدميرنا, تنبع جذورها من وزارة الدفاع, تلك الحقائق تبدو غير قابلة للرفض الآن. |
Temel içgüdülerinizi kontrol etmek için itinayla ürettiğiniz silahlarınız artık kendinize değil ölümcül düşmanınıza karşı aynı amaç için doğrultulmuştu: | Open Subtitles | والأسلحة التي شيدت بعانية... لتحكم بغرائزك الخاصة، والتي الآن لا تهدفكم... بل تهدف خصم قاتل. |
Bak, vücuttaki herhangi bir fiziksel rahatsızlığı tedavi etmek için dizayn edildiler, | Open Subtitles | انظروا ، إنها تهدف إلى صيانة الجسد من جميع الأمراض البدنية |
Amerika Birleşik Devletleri gruplaşmalara karşı koyarak sivil savaşı sonlandırmayı hedefliyor. | Open Subtitles | الأمم المتحدة) تهدف لإنهاء) الحرب الأهلية في منطقة إبتُليت بالفصائل المتحاربة |
Belki çarpınca dağılmak üzere tasarlanmış bir kurşundur. | Open Subtitles | ربما رصاصة قصم تهدف إلى تفتيت على التأثير؟ |
Ağlarla örülü dünyamızı, karmaşıklık bakış açısından anlamayı amaçlayan, uzun dönemli ve yüksek bütçeli programların ortaya çıktığını görüyoruz | TED | نحن نرى نشوء برامج طويلة المدى ومدعومة بشكل جيد تهدف لفهم عالمنا المحاط بالشبكات من وجهة نظر التعقيد. |