Doğumgünümde bana elektrikli konserve açağı almıştı. Ah! İyi, demek gereksiz şeyleri seviyor. | Open Subtitles | اشترت لي مرّة فتّاحة علب كهربائية بعيد ميلادي إذاً، تهوى الأجهزة الغير نافعة |
Hayır, balık kuyruğu yok. Ama yüzmeyi seviyor. | Open Subtitles | كلّا، ليس لديها ذيل سمكة، إلّا أنّها تهوى السباحة. |
Beni alan kadın Sandy Rosenfeld, üc çocuklu bir dul, uzun yürüyüşleri, av kopeklerini ve operayı seviyor. | Open Subtitles | المراة التى اشترتنى تدعى ساندى رونفيلد مطلقة مع ثلاثة اطفال صغار تهوى المشى لمسافات طويلة وكلاب الصيد ذات الشعر القصير والاوبرا الايطالية |
Kızıl saçlı ve sivri uçlu şapkaları seven bir şey. | Open Subtitles | مسألة تتعلّق بتلك الصهباء التي تهوى القبّعات المدبّبة |
Haşlanmış tavşan seven psikopat bir kaltak. | Open Subtitles | مجرّد سافلة شريرة تهوى غلي الأرانب |
Kan akıtmayacağını düzgünce anlamışşın. | Open Subtitles | لقد أوضحت لي أنك لا تهوى الدم |
İşini seviyor musun? | Open Subtitles | و الفتاة المثيرة؟ هل تهوى عملك؟ |
Astrid uyuyakalmayı seviyor. | Open Subtitles | من الواضح أن (آستريد) تهوى النوم لوقت متأخر |
Poz vermeyi seviyor. | Open Subtitles | هي تهوى اتّخاذ وضعية عند التقاط الصّور! |
- Evet. 4'teki randevum Utangaç'laydı ve terapiden önce olup bitenleri anlatmayı seviyor. | Open Subtitles | جلسة (باشفل) كانت الساعة الرابعة وهي تهوى الحديث عن الأحداث الجارية قبل بدء الجلسة |
Michael, sadece düşün biraz. Pam'i seviyor musun? | Open Subtitles | مايكل) , فكر به وحسب) هل تهوى (بام)؟ |
Motorları seviyor musun? | Open Subtitles | تهوى الدراجات؟ |
Sanat ve seksi seven kafa bir hatunum. | Open Subtitles | مجرّد فتاة رائعة تهوى الفن والجنس |
Hâlâ bir korsan gemisinin yatağında, horlamayı seven bir hamile kadının yakınında uyuyorum. | Open Subtitles | {\pos(190,210)}ما أزال أنام على أريكة في سفينة قراصنة بجوار امرأة حبلى تهوى الشخير |
Kan akıtmayacağını düzgünce anlamışşın. | Open Subtitles | لقد أوضحت لي أنك لا تهوى الدم |