Ödeme baharat olarak yapılacak ve silahsız diplomatik bir gemiyle nakledilecek. | Open Subtitles | الدفع سيكون في صورة توابل تسلم في سفينة دبلوماسية غير مسلحة |
Hayır, nefis bir baharat ve tam da 'Mee Krob'uma gereken şey. | Open Subtitles | ذلك أي سي إل أَو شيء؟ لا، هي توابل لذيذة وهي بالضبط ما تحتاجه وجبتي |
Oraya Asya'dan ipek Arabistan'dan baharatlar, Afrika'dan nadide tahtalar getirilirdi. | Open Subtitles | جُلِبَ أليها حرائر مِنْ آسيا، توابل مِنْ بلاد العرب , أخشاب مِنْ أفريقيا. |
Hardal, çeşni ve soğan, tıpkı Tanrının istediği gibi. | Open Subtitles | خردل,توابل و بصل بالضبط كما أرادها الرب |
Hiç o kadar baharatı bir arada tatmamıştım. Ne kadar nefis olduğunu söyleyebilirdim. | Open Subtitles | لم أتناول في حياتي توابل بهذا المذاق، ولقد أخبرتهم عن مدى روعة طهوكَ. |
Bu yüzden bütün iyi aşçılar, güzel sos yapabilmeli. | Open Subtitles | كل الطهاة المحترفون تكون لهم توابل خاصة بهم |
Yani aşçılar, çorbaya hiç bir baharat çeşidini ekleyemeyecek. | Open Subtitles | لهذا لا يجب أن تضاف توابل الطعام على الحساء |
Hayır, nihayetinde ihtiyacım kalmadı. O zaman bana baharat getirmedin sanırım? | Open Subtitles | لااعتقد انك استطعت ان تجلب لي اية توابل ؟ |
Lois, Kurabiye, Şeker, baharat, Tarçın, Esmer Şeker ve Tereyağı ile tanış. | Open Subtitles | لويس , قابلي كعكه , سكره توابل , قرفه سكر بني و زبده |
Onun gözlerine bakıp aynen şunu dedim "Ben çantamda baharat taşımam ki". | Open Subtitles | نظرت مباشرة فى عينيها و قلت "أنا لا أحمل توابل فى محفظتي" |
2 çay kaşığı karışık baharat, 1 çay kaşığı tuz ve yarım çay kaşığı da öğütülmüş taze karabiberi katıyoruz. | Open Subtitles | ملعقتين من مسحوق الخمس توابل ملعقة من الملح .. ونصف ملعقة من الفلفل الأسود |
Casey ona baharat vermediğimizi anlayınca hırsını Donna'dan alacak. | Open Subtitles | عندما يكتشف "كيسي" أنه لم يأخد أي توابل سيهجر "دونا" بالتأكيد |
Sabunlar, baharatlar, toz bezleri lastik eldivenlerden bile iki kutu almış. | Open Subtitles | صوابين , توابل مزيل الغبار هي لديها حتى صندوقين من القفازات المطاطية |
Altın, gümüş, baharatlar, mücevherler, köleler, kadınlar...sizindir. Cleitus! | Open Subtitles | -ذهب ,فضة , توابل,جواهر عبيد,نساء لكم كما تشاءون |
O keskin bir çeşni sosisline sıkabilirsin. | Open Subtitles | انها توابل منعشة تضعها على النقانق |
çeşni var yoğurt, dil peyniri yabanturpu, süt... | Open Subtitles | توابل... زبادي، جبن، فجل الخيل، حليب... |
...ve bütün baharatları karıştırarak "süper baharatı" elde ettim! | Open Subtitles | وخلطت جميع التوابل سوياً .إلى توابل واحدة خارقة |
Bitki temelli diyetler, sos ve baharat minimum düzeyde. | Open Subtitles | نظام غذاء نباتي بدون أي صلصات أو توابل |
Muhtemelen bir kekik otuydu. | Open Subtitles | كانت مجرد توابل على أية حال توابل تم إستخدامها كحشيش وهمي |
Biber içinde balkabağı baharatı? Evet. | Open Subtitles | توابل "قرع العسل" فى الفلفل الحار؟ |
Oregano. | Open Subtitles | توابل |
Ekstra baharatlı istemiştim. | Open Subtitles | طلبت توابل إضافية |
Doğrusu, baharatsız nasıl bu kadar lezzetli olur? | Open Subtitles | أجل ، كيف يكون طعمه رائعاً هكذا بدون توابل ؟ |
Sana bir gün yapayım. Özel baharatlarla yapıyorum. | Open Subtitles | لا بد أن تجربه يوما لدى توابل مخصوصه |