Bak, neden burada olduğumu bile bilmiyorum. Ürolog iyisin dedi. | Open Subtitles | اسمع ، انا لا اعرف سبب تواجدي هنا طبيب الامراض البولية اخبرني انني بخير |
O bakışa dayanarak neden burada olduğumu biliyorsun gibi. | Open Subtitles | إستنادًا لهذه النظرة، فأنتِ تعرفين سبب تواجدي هنا علمتُ ذلك، علمتُ ذلك |
Burada olmamın sebebi... Benim verdiğim ifadede hatalar var. | Open Subtitles | الأن، أن سبب تواجدي هنا .هو أن شّهادتي غير دقيقة |
İstersen avukatını arayabilirim, ama Burada olmamın sebebi o insanları senin öldürdüğünü düşünmemem. | Open Subtitles | سأتصل به إن شئت، ولكن سبب تواجدي هنا هو أنني لا أعتقد أنّكَ قتلت اولئك الأشخاص |
Dinleyin. Karım ve çocuğum öldürüldüğü için buradayım. | Open Subtitles | أصغي إلي إنَّ سبب تواجدي هنا هو موت زوجي وطفلتي |
Ama burada olma nedenim, baban, başka önemli bir bayram geleneğimizi ikimizin de kaçırmasını istemedi. | Open Subtitles | لكن سبب تواجدي هنا لأنه لم يرد أن نفوت تقليد مهم آخر للعطلة. |
O zaman niye geldiğimi biliyorsun. | Open Subtitles | إذاً أنتِ تعرفين سبب تواجدي هنا "أنا أتعقب رجلاً يدعى "رياز |
Burada olmak bana işe yaramaz olduğumu hatırlatıyor. | Open Subtitles | تواجدي هنا فقط يجعلني أشعر بأنني عديمة الفائدة |
Çünkü eskisi kadar burada olmamam seni unuttuğum anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | و عدم تواجدي هنا بكثرة... لا يعني أنني نسيتكِ |
İlişkiler, kocalar, hanımlar, ebeveynler ve daha ne varsa işte bana neden burada olduğumu hatırlatır ilk önce. | Open Subtitles | ،الأصدقاء، الأزواج، الزيجات الأهالي، كل تلك العلاقات هذا يذكرني بالسبب وراء تواجدي هنا |
Niye burada olduğumu biliyorsun. Pelerinim için buradayım. | Open Subtitles | أنت تدري سبب تواجدي هنا أنا هنا من أجل عبائتي |
Çocuklar, neden burada olduğumu merak ediyorsunuzdur muhtemelen. | Open Subtitles | حسناً أيها الشابان ربما لديكما بعض الأسئلة عن سبب تواجدي هنا |
Yapmayın ama çocuklar. Neden burada olduğumu biliyorsunuz. | Open Subtitles | حسناً يا أصحاب تعلمون سبب تواجدي هنا |
İstersen onu arayabilirim, ama Burada olmamın sebebi o insanları senin öldürdüğünü düşünmemem. | Open Subtitles | سأتصل به إن شئت، ولكن سبب تواجدي هنا هو أنني لا أعتقد أنّكَ قتلت اولئك الأشخاص |
Onunla çok gurur duyuyorum, Burada olmamın bir nedeni de bu zaten. | Open Subtitles | وإنني لفخور جداً به والذي هو سبب تواجدي هنا |
Beni bırakmanız gerek! Burada olmamın bir nedeni var. | Open Subtitles | يجب أن تدعنى أذهب هناك سبب وراء تواجدي هنا |
O yüzden buradayım. Bu kasabada olup biten herşeyi bilirim. | Open Subtitles | هذا هو سبب تواجدي هنا - أنا أعلم كل ما يدور في هذه المدينة - |
Çünkü benim burada olma sebebim sensin. | Open Subtitles | السبب في تواجدي هنا |
Ama benim burada olma nedenim bu değil. | Open Subtitles | ولكن هذا ليس سبب تواجدي هنا. |
Niye geri geldiğimi sonra çözeriz. | Open Subtitles | سنكتشف سبب تواجدي هنا. |
Bugün Burada olmak inanılmaz. | Open Subtitles | حسنًا، تواجدي هنا اليوم شيء رائع. |
- Benim burada olmamam lazım. | Open Subtitles | -ليس من المفترض تواجدي هنا |
Buraya geldiğimden beri bundan başka bir şey düşündüğümü mü sanıyorsun? | Open Subtitles | بأن هذا كل ماافكر به منذ تواجدي هنا |