| Daha inançlı savaşmanı bekliyordum. | Open Subtitles | توقعتُ أن يُعدّ القدر مبارزة أفضل من ذلك |
| Daha inançlı savaşmanı bekliyordum. | Open Subtitles | توقعتُ أن يُعدّ القدر مبارزة أفضل من ذلك |
| Dillere düşmüş bir cinayet zanlısından bir tokattan fazlasını beklerdim. | Open Subtitles | قدّ توقعتُ شيئاً أكثر من صفعه، جرّاء إتهامكِ بالقتل و سوء السمعة. |
| Bir sorun seziyorum. Bu geminin dizaynı tahmin ettiğimden çok daha ileri düzeyde. | Open Subtitles | أتوقع بعض التعقيدات فتصميم السفينة أكثر تقدماً بكثير عما توقعتُ |
| Böyle olacağını Biliyordum. O tam bir kan emici. | Open Subtitles | .توقعتُ أن يحصل ذلك إنها فتاة دموية لعينة |
| Sıranın bana geleceğini anladım ve hazırlıklı olmak istedim. | Open Subtitles | توقعتُ أنّ دوري قادم، ويجب أن أكون مُستعدّاً. |
| En azından acı verir sanıyordum ama harika hissediyorum! | Open Subtitles | توقعتُ أن يكون الأمر صادماً. لكنني أشعر بشكل رائع |
| Umursamayacağını, kendi başımın çaresine bakmamı söyleyeceğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | توقعتُ أنّه لن يهتم، وأنّه سيُخبرني أنّي لوحدي. |
| Tükürük bulmayı bekliyordum, ama bu çıktı. | Open Subtitles | لقد توقعتُ ان أجد اللعاب, و لكني وجدتُ هذا |
| Aslında daha fazla katılım bekliyordum ama bu grup da çok istekli. | Open Subtitles | حسناً ، كما تعلمين توقعتُ إقبالاً أكبر لكن هناك الكثير من الحب في هذه المجموعة |
| Aslında büronuzun ikiden fazla adam göndermesini bekliyordum. | Open Subtitles | حسناً، لقد توقعتُ من وكالتكِ أن تُرسل أكثر من شخصين. |
| İşin doğrusu, olduğum yerde ölmeyi bekliyordum. | Open Subtitles | في الحقيقة , لقد توقعتُ بأن أموت حيث كنت |
| İtiraf edeyim ipek çarşaflar bekliyordum. | Open Subtitles | ربّما توقعتُ أن تكون هناكَ شراشف حريرٍ |
| Orada onu öven adamın en azından pişmanlığını saklayabilmesini beklerdim. | Open Subtitles | توقعتُ من الرجل الذي يمدحه، أنّ يحاول إخفاء كراهيته على الأقل. |
| Cidden, onlardan daha fazlasını beklerdim. Bir sürü övünmelerini. | Open Subtitles | حقاً ، لقد توقعتُ اكثر من هؤلاء الرفاق ، كلاماً اكثر. |
| Senden de ancak bunu beklerdim. | Open Subtitles | هذا ما توقعتُ أن تقوله تقريباً |
| - Sen olduğunu tahmin ettim. - Umarım sakıncası yoktur. | Open Subtitles | ـ لقد توقعتُ إنّك ستفعل ذلك ـ أمل، إنّك لا تُمانع |
| Bu sohbetin böyle geçeceğini tahmin ediyordum ama yine de gelmek istedim. | Open Subtitles | لقد توقعتُ سير المُحادثة بهذه الطريقة، لكنّي... |
| Hep sendin. Er ya da geç geleceğini Biliyordum. | Open Subtitles | توقعتُ أنّك ستأتي لأجل هذا عاجلاً أمْ آجلاً. |
| Asılsız şeyler anlattığını ya da ipleri elinde tutmaya çalıştığını anladım ama asla tüm bunlardan vazgeçeceğine ihtimal vermedim. | Open Subtitles | توقعتُ أنّكِ تُخادعين الجميع وتُمسكين بزمام الأمور، لكن لمْ أتوقع قط أنّكِ ستكونين مُستعدّة للتخلي عن كلّ ذلك. |
| Yeni Nazi dostlarına yaptırır sanıyordum. | Open Subtitles | لقد توقعتُ بأن يتركَ الأمر لرفقائه النازيين الجدد. |
| Boşanmaların seni yıpratacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | توقعتُ أنّ طلاقك سيحطّ من نفسيّتك. |
| Buzdolabındaki hazır yemek pakedi kulesini görünce anlamıştım zaten. | Open Subtitles | توقعتُ ذلك من معبد البوليستيرين الذي لديكِ في الثلاجة. القهوة جاهزة. |
| - İyiyim. Beklediğimden daha iyiyim. | Open Subtitles | نعم, يا رجل, وأفضلُ ممّا توقعتُ |
| Sorgulamada düşündüğümden çok daha iyiyim. | Open Subtitles | أنا بارعة بالإستجواب أكثر مما توقعتُ |
| Söyleyeceğini düşündüğüm şey bu değildi. | Open Subtitles | ثم قلت ذلك، ولم يكن ذلك ما توقعتُ أن تقوله |