| Bunlar yatış için imzalamanız gereken belgeler ve ziyaretçi kartı. | Open Subtitles | هذة الأوراق الخاصة بالإيداع لكى توقعها وها هو تصريح الزيارة |
| Şu anda imzalamanız gereken bir kaç itiraf Memur Burrel'da duruyor. | Open Subtitles | الان الضابط بورل عندة القليل من الاعرتافات التى يجب ان توقعها. |
| tahmin edemeyeceğimiz yollarla gelişecek. | TED | وسوف يطورها الناس بطريقة لا يمكننا توقعها. |
| Bu cevaplara dayanarak araştırmacılar, her bir katılımcının rapor ettiği veya tahmin ettiği değişimin derecesini hesapladılar. | TED | وبناءً على إجابات المشتركين حسب الباحثون نسبة التغير التي سجلها المشترك أو توقعها في المستقبل. |
| İmzalaman gereken belgeler var. | Open Subtitles | هل تمانع لو اني دخلت ؟ لدي بعض الاوراق احتاج منك ان توقعها |
| Cadının adı Zi Juan'dı ve generalin hiç de beklediği gibi biri değildi. | Open Subtitles | الساحره كانت تدعى بأسم زى جوان الساحره , ليست كما كان توقعها الجينرال |
| Annenizin imzalaması gereken evraklar var. | Open Subtitles | هناك بعض الاوراق التي يتحتم ان توقعها امك |
| Eğer imzalamazsa, herkesin önünde kendini ifşa edeceğini söylersin. | Open Subtitles | وتهددها أنها إن لم توقعها بأنك ستفضحها أمام الجميع |
| "Geleceğin Seri katil annesi" ne diye imzalar mısınız? | Open Subtitles | ممكن ان توقعها بأسم الام السفاحة المستقبلية؟ |
| Belgeyi incelerseniz iyiliğinize olduğunu görür ve imzalarsınız. | Open Subtitles | لو قمت بفحص الوثيقة سوف تجد أنها في مصلحتك و سوف توقعها |
| Öğrenci İşleri'nden imzalamanız için bazı formlar verdiler. | Open Subtitles | لديّ هذه الاستمارة من مكتب التسجيل والتي في حاجة لأن توقعها |
| Brifingden önce imzalamanız gereken şeyler var. | Open Subtitles | هناك بعض الأوراق ستحتاج ان توقعها قبل المقابله |
| Ayrıca imzalamanız için üç aylık raporları da vereceğim. | Open Subtitles | أيضاً لدي التقارير الربع سنوية كي توقعها. |
| Bu onay formu. İmzalamanız gerekiyor. | Open Subtitles | ها هي وثيقة الموافقة عليك أن توقعها |
| Yaptıklarının tahmin ya da kontrol edemeyeceğin sonuçları olabilir. | Open Subtitles | ما تفعلينه قد يخلّف عواقب لا تستطيعين توقعها أو السيطرة عليها |
| Geriye iki kardeşlik evi kalmıştı ve kimse sonucu tahmin edemiyordu. | Open Subtitles | ومع بقاء ناديين نسائيين وحسب والنتيجة لا يمكن توقعها |
| İmzalaman gereken birkaç belge var. | Open Subtitles | حسناً، هناك القليل من الأشياء تحتاج أن توقعها |
| O yüzden o saate veya çok önce de olur, hepsini imzalaman gerekiyor | Open Subtitles | لذا فيجب أن توقعها عندها أو قبلها بكثير |
| Kraterler tam anlamıyla Victor Safronov'un beklediği gibiydi. | Open Subtitles | الحُفر كانت بالضبط كما "توقعها "فيكتور سوفرانوف |
| Yarın anneme gidemem çünkü imzalaması gereken kağıtları okumamış olur. | Open Subtitles | لا يمكنني رؤية امي غدا" لأنها لن تقرأ الأوراق التي توقعها لا يمكنني رؤية امي غدا" لأنها لن تقرأ الأوراق التي توقعها |
| Bunu imzalamazsa herkese gerçeği söyleyeceğim de ona. | Open Subtitles | وتهددها أنها إن لم توقعها بأنك ستفضحها أمام الجميع |
| - İmzalar mısın? - Tabii. | Open Subtitles | نحن كنا نتساءل إذا يمكنك أن توقعها لنا بالتأكيد |
| Belgeyi incelerseniz iyiliğinize olduğunu görür ve imzalarsınız. | Open Subtitles | سوف تجد أنها في مصلحتك و سوف توقعها |