Yavaş ama emin adım atmak; Dur ve diğer takım sana yetişsin demek değil. | Open Subtitles | التمهل و الثبات لا تعني توقف و أترك الفرق الأخرى تلحق بنا |
O sırada "Dur." ve "İmdat." diye bağırıyordu. | Open Subtitles | وبعدها جاء دور كيفين كانت تصرخ توقف و ساعدوني |
Lütfen Dur ve lütfen Tanrı aşkına, ben sana saplamadan önce o kalemi yerine koy. | Open Subtitles | رجاءا توقف, و رجاءا من أجل الله ضع القلم قبل أن أطعنك به |
Şimdi tut elini, sahne önüne getir Dur ve "alımlı ve zarif Hermia" de. | Open Subtitles | الآن خذ يدها و انزلها عن المسرح و توقف و "هيرمنيا الجميلة" |
Geri dönüyor, hava değişiminde hiç durmadan 22 mil koşuyor ve kalp krizi geçiriyor. | Open Subtitles | لذا عاد بعدها, ثم يغادر ثم يركض اثنان وعشرون ميلاً بدون توقف و يصيب نفسه بنوبة قلبية |
Dur ve bir dakika düşün. | Open Subtitles | توقف و فكر للحظة |
Çok net bir şekilde şu çığlıkları duyabildim: "Dur" ve "Uzaklaş." | Open Subtitles | :و قد سمعته بوضوح يصرخ "توقف" و "ابتعد" |
Dur ve, değiştir. | Open Subtitles | توقف و حسب غير رأيك |
Thor, Dur ve düşün. Etrafına bir bak, sayıca bizden üstünler. | Open Subtitles | ثور ) توقف و فكر ) انظر حولك , إنهم يفوقوننا عدداً |
Ki onlardan biri de Dur ve çiçekleri kokla. | Open Subtitles | توقف و أشتم الوردة |
Dur ve etrafına bir bak. | Open Subtitles | توقف و انظر حواليك |
Benimkini "Dur ve Al"dan aldık. | Open Subtitles | . لقد اشتريت هذة من محل ( توقف و اشتري)ِ هذا ... |
Tüm gün boyunca durmadan yiyip durdum ve canım tuhaf şeyler çekti. | Open Subtitles | كنتُ أتناول الطعام طوال اليوم دون توقف و راودتني شهوات غريبة |
Bu da demek oluyor ki, benzin ve tuvalet dışında, ...istisnasız hiç durmadan 24 saat daha yoldayız. | Open Subtitles | هذا يعني على الأقل 24 ساعة أخرى من المسير بلا توقف و لا استثناءات إلا للوقود و الحمامات |
Bir düzine getirdiler, durmadan yedim. Sonra da midem bulanıyormuş numarası yaptım. | Open Subtitles | إذا حصلت على دزينة ، و بدأت أكلهم واحدة بواحدة دون توقف و بعدها بدأت أتظاهر بالغثيان |