ve zamanlaması harikaydı , bunu herkes farkederdi | Open Subtitles | وامسك بعصيتان وبدأ الضرب على الكراسي والكل لاحظ ان توقيته كان مذهلاً |
Mükemmel zamanlaması ve seçimleri zekasının yüksek seviyede olduğunu gösteriyor kurban seçimleri ve cinayetleriyse onları daha önceden planlamadığına işaret ediyor. | Open Subtitles | مما يفسر قدرته على التغلب على ضحاياه بالقوة توقيته المثالي و إختياره يشيران لمعدل ذكاءه العالي |
Açıkçası, onun zamanlaması hiçbir zaman iyi olmamıştır. | Open Subtitles | وبصراحة , توقيته لم يكن يوما جيدا كثيرا. |
Bundan güzel bir zamanlama olamaz. | Open Subtitles | ربما لم نستطيع تقدير توقيته بصوره افضل |
Kötü zamanlama yaptığımızı biliyorum ama biz birbirimiz için-- | Open Subtitles | -أعلم أعلم بأن كلانا توقيته خاطئ لكن معنيُ بنا أن نكون... |
zamanlaması daha iyi olabilirdi. | Open Subtitles | كان يمكن ان يكون توقيته افضل من هذا |
Onu linç etmem demiyorum, ama zamanlaması paha biçilmez. | Open Subtitles | لا أقول إنني لن أعدم الرجل , ولكن... توقيته , ثمين |
Bu aydınlanmanın zamanlaması kesinlikle iyi ayarlanmış. | Open Subtitles | هذا عيد الظهور بالتأكيد توقيته ملائم |
Kendine has zamanlaması vardır. | Open Subtitles | لديه توقيته الخاص |
zamanlaması daima iyidir. | Open Subtitles | توقيته كان جميل دائماً هكذا |
Söylemeliyim ki, zamanlaması mükemmel. | Open Subtitles | لابد من القول, توقيته مثالي |
zamanlaması mükemmeldi. | Open Subtitles | ولكن توقيته كان ممتازًا |
Onun zamanlaması, harika. | Open Subtitles | توقيته مدهش. |
zamanlaması berbat | Open Subtitles | توقيته سيء. |
- Deprem için kötü zamanlama. | Open Subtitles | -لقد كان توقيته سيئ |
İyi zamanlama. | Open Subtitles | توقيته ممتاز |
zamanlama konusunda titiz. | Open Subtitles | توقيته دقيق" |