Burada kişiler, ellerinin sanal gerçeklikteki versiyonlarını görüyorlar, elleri kalpleriyle aynı tempoda ya da farklı tempoda kırmızı olarak yanıp sönüyor. | TED | وهنا، يرى الناس نسخة افتراضية مصورة لأيديهم ، التى تومض بالأحمر و تنطفئ، إما بنفس وقت نبضات القلب أو بوقتٍ آخر. |
Sireni sevdim. Kripton güneşi gibi kırmızı ışık veriyor. | Open Subtitles | تعجبني الكرة تومض بالأحمر مثل شمس كريبتون |
Yani Buz Chuck olmak istemiyorsan çakmanı öneririm. | Open Subtitles | إذن,إلا لو أردت أن تصبح حلوى(تشاك)المثلجة أقترح عليك أن تومض |
yanıp sönen ışıkları var mıydı? | Open Subtitles | هل كانت الاضواء تومض ؟ هل كانت ومضات عشوائية ؟ |
Senden tek istediğimiz Çakman. | Open Subtitles | جميعنا حقاً نريدك أن تومض مع ذالك |
Sean, implantlar yanıyor ve gerçekten gitmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | شون, الأجهزة تومض وعلينا الذهاب حقاً |
"Daha o büyük gözlerini kırpmadan onu bıçaklıyorum." | Open Subtitles | "قبل أن تومض تلك العيون الكبيرة، اقوم بطعنها" |
Ötüyorsun. | Open Subtitles | أنت تومض |
Bu durumda birçok insanın yaşamları gözlerinin önünden kayıp gider ve birer pişmanlıklar listesi akıllarına gelir. | Open Subtitles | معظم الناس الذين يقعون بموقف كهذا حياتهم تومض أمامهم ويشعرون بالكثير من الندم |
Ekranın görüntüde, ışıkların titreşiyor, ...başka ne olabilir? | Open Subtitles | شاشاتك كانت مطفأة و كانت أضواءك تومض ماذا يمكن أن يكون ؟ |
Olur da köşeye sıkışırsan ve hâlâ çakamıyorsan sakın aptalca bir şey yapma. | Open Subtitles | إذا حصرت في مكان ما فلا يمكنك أن تومض فقط لا تفعل أي شيء مجنون |
Her zaman böyle yanıp sönüyorlar. Kaç kez not gönderdiğimi bilemezsin. | Open Subtitles | . دائماً ما تومض بهذه الطريقة . لقد طلبت إصلاحها كثيراً |
Ölmek üzere olduğumda ve hayatım bir film şeridi gibi gözümün önünden geçtiğinde bu geceyi görmezsem hiç gocunmam, biliyor musun? | Open Subtitles | عندما أكون على وشك أن أموت وحياتي تومض أمام عيني أتعرفين ماذا؟ أنا بخير مع تخطى هذه الليلة |
Bu kırmızı lamba neden yanıp sönüyor? | Open Subtitles | لماذا تومض هذه اللمبة الحمراء ؟ |
O fahişe burada, beynimin içinde yanıp sönüyor. | Open Subtitles | ففتاته لا تزال هنا، تومض في عقلي |
Acele et, sadece üç tane ışık kaldı. | Open Subtitles | بسرعه , تبقى ثلاث اضواء تومض فقط |
Daha ışık bile yanmıyordu. | Open Subtitles | اشارة الوامض لم تكن تومض حتى بعد. |
Yani Buz Chuck olmak istemiyorsan çakmanı öneririm. | Open Subtitles | إذن,إلا لو أردت أن تصبح حلوى(تشاك)المثلجة أقترح عليك أن تومض |
Ve ışıkları da açtığınıza emin olun, çünkü bir başka risk daha almayacağım. | Open Subtitles | وتأكد من أن تومض بالأنوار لأني لن أجازف مرة أخرى. |
- Burada Çakman gerek. | Open Subtitles | أوه هنا حيث تومض |
O zaman neden ışığı yanıyor? | Open Subtitles | أذن لماذا تومض باللون الاحمر ؟ |
Shea gözünü kırpmadan Durant'i öldürür. | Open Subtitles | (شيا) لن تومض عيناه في قتله لـ(ديورانت) |
Ötüyorsun. | Open Subtitles | أنت تومض |
İnsan ölürken hayatı gözlerinin önünden geçer derler. | Open Subtitles | أتدري، عندما تكون على شرفة الموت، يقولوا أن حياتك كلها تومض أمام عيناك |
Misafir yatak odaları. Buradaki ışıklar da titreşiyor. | Open Subtitles | و هذة هي غرف الضيوف و الأنوار تومض هنا |
Olur da köşeye sıkışırsan ve hâlâ çakamıyorsan sakın aptalca bir şey yapma. | Open Subtitles | إذا حصرت في مكان ما فلا يمكنك أن تومض فقط لا تفعل أي شيء مجنون |
Her zaman böyle yanıp sönüyorlar. Kaç kez not gönderdiğimi bilemezsin. | Open Subtitles | . دائماً ما تومض بهذه الطريقة . لقد طلبت إصلاحها كثيراً |
- Şöyle söylemen gerek: Böyle zamanlarda hayatın gözlerinin önünden film şeridi gibi geçer. | Open Subtitles | إنّها لحظات كهذه، حيث حياتك تومض أمام عينيك... |
Ve aniden, ışıklar tünellerde yanıp sönmeye başladı. | Open Subtitles | وفجأة رأيت أضواءً . تومض على نحوٍ متقطع في الأنفاق |