Benim anladığım kadarıyla Tilikum ve diğerleri gösterilerde kullanılmayacaktı. | Open Subtitles | فِهمي للموقف كان أن "تيليكوم" والآخرين.. |
Gösterinin sonunda Liz Tilikum'la çalışırken | Open Subtitles | فى نهاية العرض، "ليز" كانت تعمل مع "تيليكوم".. |
"Ben gidersem Tilikum'la kim ilgilenecek?" diye düşünüyorsunuz. | Open Subtitles | أنت تعتقد، لو أنني غادرت من سيعتني بـ"تيليكوم" ؟ |
Ben Tilikum'a acıdığım için kaldım. | Open Subtitles | لهذا أنا بقيت. لأنني شعرتُ بالأسف على "تيليكوم". |
Samantha Berg Eski SeaWorld Eğitmeni onu çok istedi çünkü damızlığa ihtiyaçları vardı. | Open Subtitles | أرادوا "تيليكوم" بشدّة لأنهُم كانوا فى حاجة إلى ذكر. |
Tilikum'a acıdığım için kaldım. | Open Subtitles | أنا بقيت لأنني شعرتُ بالأسف على "تيليكوم". |
Tilikum yıllardır SeaWorld'ün en önemli üreme balinalarından biri. | Open Subtitles | على مرّ السنوات، "تيليكوم" كان.. أحد الحيتان النسّالة فى "عالم البحار". |
Tüm katil balinaların Tilikum gibi olduğunu düşünmek yanlış. | Open Subtitles | الخطأ هو إفتراض أن كُلّ الحيتان القاتلة مثل "تيليكوم". |
Mark Simmons Eski SeaWorld Eğitmeni Tilikum'un sudaki herkes için neden tehlike oluşturduğu anlaşılmalı. | Open Subtitles | عليك أن تفهم لماذا كان "تيليكوم" مُخاطرة.. |
Tilikum'un birini öldürmesini bekliyordum, hatta bu kadar geç olmasına şaşırdım. | Open Subtitles | لقد كُنتُ أتوقع أن شخصاً ما سيُقتل من قِبل "تيليكوم". أنا مُندهش أنها أخذت كُل هذا الوقت. |
Tilikum hemen atlayıp söylediği şeyi yapıyor. | Open Subtitles | حيث يقوم "تيليكوم بالقفز مُباشرة فى الداخل.. وهو قام بالفعل بما طلبت مِنهُ. |
Tilikum bir anda onu sol kolundan yakalayıp sürüklemeye başlıyor ve döndürerek suyun içine çekiyor. | Open Subtitles | "تيليكوم" فى نُقطةً ما أمسّك بساعدها الأيسر.. وبدأ فى سحبها وفى النهاية إستدار بشكل حلزوني.. وسحبها لأسفل. |
Tilikum'layken bir terslik hissediyorsunuz. | Open Subtitles | تعلم، مع "تيليكوم" هُناك شئ خطأ و هو أنهُ.. |
Şu anda Tilikum hayatının büyük bir kısmını bir havuzda tek başına durgun bir şekilde süzülerek geçiriyor. | Open Subtitles | الآن "تيليكوم" يقضي إلى حد كبير من وقتِه وحده.. وبشكل أساسي طاف بلا حياة فى حوض. |
Tilikum'un büyük bir havuzda daha iyi bir yaşamı olacağını, daha iyi bakılıp besleneceğini, hayatının harika olacağını hayal ediyorduk. | Open Subtitles | وأنهُم كانوا أفضل منّا وأن "تيليكوم" سيحصل.. على مِسبح أكبر وسيحصُل على حياة أفضل.. و إنه سيحصُل على رعاية أفضل و طعام أفضل.. |
Tilikum arka havuzda Dawn'la "Shamu ile Akşam Yemeği" | Open Subtitles | "تيليكوم" كان فى مؤخرة الحوض.. |
Tilikum'un başlarda Dawn'la uyumlu olduğunu görüyorsunuz. | Open Subtitles | أن "تيليكوم" فعلياً يُركِز مع "دون".. |
Tilikum hala SeaWorld Orlando'da her gün gösteriye çıkıyor. | Open Subtitles | {\pos(190,220)} "تيليكوم" مازال فى "عالم البِحار" فى (أورنالدو)، يقوم بتأدية العروض بشكلاً يومي |
Tilikum gibi yaşlı, hasta ve endüstriye 25 yılını vermiş hayvanlar ise hayatlarını yaşayıp sadece okyanusun doğal ritmini hissedebilecekleri açık okyanus kafeslerine bırakılmalı. | Open Subtitles | و المعافية بما يكفي لكي تُحرر، والحيوانات مثل "تيليكوم".. ذات السن الكبيرة والمريضة والتى وُضِعت لمُدة 25 عاماً فى تلِك الصِناعة.. يجب أن تُحرر فى المُحيطات المفتوحة.. |
Tilikum'un genlerini taşıyor. | Open Subtitles | الآن لديها موروث "تيليكوم". |