Yani haftanın sonunda, sana ya git ya da kal diyeceğim. | Open Subtitles | لذا في نِهَايَة ألأُسْبوعِ، أَصِلُ إلى الرأي سواء تَبْقى أَو تَذْهبُ. |
kalmanı isterdim Cassandra ama squash maçı için kardeşimi almaya gitmeliyim. | Open Subtitles | تَعْرفُ، أنا أَحبُّه إذا أنت يُمْكِنُ أَنْ تَبْقى. أنا يَجِبُ أَنْ أَذْهبُ إختيارَ فوق أَخِّي للسكواتشِ. |
Ben ve Jackie kampa gidiyoruz ve sen evde kalıyorsun. | Open Subtitles | أَذْهبُ وذِهاب جاكي، وأنت تَبْقى في البيت. |
Yeni bir daire bulana kadar benim evde kalabilirsin. | Open Subtitles | أنت يُمْكِنُ أَنْ تَبْقى في مكانِي حتى تَجِدُ شيءاً. |
Dur bakalım George, eski dost! Biliyorsun ki burada kalman gerekiyor. | Open Subtitles | الآن ، جورج ، صديقي القديم تَعْرفُ انه يَجِبُ أَنْ تَبْقى |
Evet. Ben ilacını getirene kadar arkadaşımla kalabilir misin? | Open Subtitles | يُمْكِنُ أَنْ تَبْقى مَع صديقِي بينما أَذْهبُ لاحضر دوائة؟ |
Bak. Niçin burada bizimle kalıp akşam yemeğine katılmıyorsun? | Open Subtitles | انظري لماذا لا تَبْقى لنتعشي سويا ونَقضّي الليلةَ؟ |
Aklın kalmalısın der. | Open Subtitles | رأسك يَقُولُ بأنّك يَجِبُ أَنْ تَبْقى |
Henry Bowers bu hafta her gün okuldan sonra bir saat fazla kalacaksın. | Open Subtitles | هنري،ممكن تَبْقى السّاعة بعد المدرسةِ كُلّ يوم هذا الإسبوعِ. |
Sen. Sen görebileceğim bir yerde kal. | Open Subtitles | أنت، تَبْقى أين أنا يُمْكِنُ أَنْ أَراك. |
Bu gecelik kal. | Open Subtitles | أنت يُمْكِنُ أَنْ تَبْقى هنا حتى الصباحِ... |
Sen burada Griffiths'le kal, tamam mı? | Open Subtitles | أنت فقط تَبْقى هنا مَع Griffiths، حَسَناً؟ |
Lütfen, Rachel. kalmanı çok istiyorum. | Open Subtitles | رجاءً، رايتشل، أُريدُك حقاً أَنْ تَبْقى. |
Burada kalmanı istiyorum, tamam mı? | Open Subtitles | أنت يَجِبُ أَنْ تَبْقى هنا بالإضافة، أنت سَتُراقبُهم. |
Verdi Otel'de kalıyorsun diye biliyorum. | Open Subtitles | إعتقدتُ بأنّك كُنْتَ تَبْقى في فندقِ Verdi. |
Evet, Benimle istediğin kadar kalabilirsin bebeğim? | Open Subtitles | نعم، يُمْكِنُها أَنْ تَبْقى مَعي أي وقت، أليس كذلك؟ |
kalman gerekmez Frasier. | Open Subtitles | فرايزر، أنت حقاً ليس من الضروري أن تَبْقى. |
Odanda seninle birlikte kalabilir. | Open Subtitles | هي يُمْكِنُ أَنْ تَبْقى في غرفتِكِ مَعك. |
Neden burada kalıp pizzanı yemiyorsun ? | Open Subtitles | الذي لا أنت فقط تَبْقى وهَلْ لَها بيتزاكَ؟ |
Ama taç giyme törenim için kalmalısın. | Open Subtitles | لَكنَّك يَجِبُ أَنْ تَبْقى لتتويجِي. |
Beyrut'da uzun süre mi kalacaksın? | Open Subtitles | هَلْ تَبْقى طويلاً في بيروت؟ |
Bunun yerine temiz ekranlı evinde kalmak istersin | Open Subtitles | أنت تُفضّلُ أَنْ تَبْقى في البيت حيث أنَّ الصورة واضحة |
Bir Amerikalıyla evlenebilirsin ve burada kalmana izin vermek zorunda kalırlar. | Open Subtitles | نتزوّجْي، مثل، الأمريكان، وهم يَجِبُ أَنْ يَتْركوكي تَبْقى. |
Neden burada benimle kalmıyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تَبْقى هنا؟ |