"تَحبُّ" - Translation from Arabic to Turkish

    • sevdiğini
        
    • seviyorsun
        
    • sever
        
    • sevdiğin
        
    • seviyor
        
    • seversin
        
    • seviyorsan
        
    Kardeşini sevdiğini söylemiştin. O zaman, neden ona engel olmadın? Open Subtitles تَقُولُ بأنّك تَحبُّ أَخَّاكَ، الذي مَا أنت مَنعتَه من الإستعمال؟
    Afrika halk müziğini sevdiğini söylemiştin. Open Subtitles أخبرتَني تَحبُّ الموسيقى الشعبية الأفريقية.
    Steven, o kirli, yaşlı, küçük hippiyi gerçekten de seviyorsun. Open Subtitles أوه، ستيفن، أنت حقاً تَحبُّ ذلك القديمِ، قذر، قليلاً هبي.
    En iyisini senin bileceğini anladık, kimiz ki karışıyoruz ve sen bu kızı seviyorsun. Open Subtitles حَسناً، إعتقدنَا بأنّك تَعْرفُ أفضل، والذي نحن لتَدَخُّل، وأنت تَحبُّ هذه البنتِ،
    İpek maymunları da inciri çok sever. Ama küçük olduklarından kolayca korkutulabilirler. Open Subtitles تَحبُّ قرود الهند التينَ أيضاً، لكن كونها رشيقة يَعْني انهم يخافون بسهولة
    Ve sonunda önemli olan tek şey, sevdiğin adamla evlenmek. Open Subtitles وفي النهاية، كُلّ تلك الأمورِ بأنّك تَتزوّجُ الرجلَ الذي تَحبُّ.
    Evet, yapma Debra, annem o şeyi çok seviyor. Open Subtitles نعم، يَجيءُ، ديبرا، تَحبُّ أمُّي هذا الشيءِ.
    Ama sen "Sanford ve Oğlu"nu seversin. Open Subtitles لَكنَّك تَحبُّ سانفورد والإبن.
    Donna'yı sevdiğini kabul etmen... önemli bir adım... çünkü şunu tekrar mümkün kılıyor: Open Subtitles أعتقد ذلك الإعتِراف بذلك أنت ما زِلتَ تَحبُّ دونا... خطوةُ مهمةُ... لأن يُعيدُ فتح الباب لهذا:
    O yüzüğü ne kadar çok sevdiğini biliyorum o yüzden iyi bir şey yapmak istedim. Open Subtitles حَسناً، أَعْرفُ كَمْ تَحبُّ تلك الحلقةِ... وأنا أردتُ أَنْ أعْمَلُ شيءُ لطيفُ.
    Bu börekleri ne kadar çok sevdiğini bildiğim için alt caddedeki börekçiyi görür görmez durdum. Open Subtitles أَعْرفُ كَمْ تَحبُّ أولئك الضلعِ القصيرِ tacos، لذا عندما رَأيتُ شاحنةَ الغذاءَ واقف على الدربِ الثالثِ،
    Sen kardeşimi ve onun sana verdiği gücü seviyorsun. Open Subtitles أَفْهمُ. تَحبُّ أَخَّي و القوَّة التيَ يعطيها لك.
    - Orta Çağı seviyorsun, değil mi? Open Subtitles أنت تَحبُّ العصور الوسطى، أليس كذلك؟
    - "Dikkat et" dedin çünkü sandalyeyi seviyorsun. Open Subtitles قُلتَ "كُنْ حذراً" لأن تَحبُّ ذلك الكرسي.
    Peki, günâhı sever misin? Open Subtitles أَنا جائعُ. هَلْ لا أنت فقط تَحبُّ ذنباً؟
    Dur sana çay yapayım, hamileler çayı sever. Open Subtitles سَأَجْعلُك بَعْض الشاي. تَحبُّ النِساءُ الحبلى شاياً.
    Annesi endişelenmeyi sever ama muhtemelen bir süreliğine uzaklaştı. Open Subtitles أمّها تَحبُّ قَلْق، لَكنَّها من المحتمل فقط أقلعَ لفترة.
    Bu sevdiğin insanlardan vazgeçmen gerektiği anlamına gelse bile. Open Subtitles بالرغم من أنَّ يَعْني إسْتِسْلام الناسِ الذي تَحبُّ.
    Dünyadaki her şeyden çok sevdiğin erkek. Open Subtitles أي رجل الذي تَحبُّ أكثر من أي شيء آخر في العالمِ.
    Birisini sevdiğin zaman, onu olduğu gibi kabul etmelisin. Open Subtitles عندما تَحبُّ شخص ما، يجب ان تقبله كما هو.
    Hayır. Biliyorsun, bu açık hava şeylerini seviyor. Open Subtitles تَعْرفُ كَمْ تَحبُّ هذه المادةِ في الهواء الطلقِ.
    Bahçe işlerini seviyor, şişman çocukları arındırmak istiyor. Open Subtitles - زوجة Barack، تَحبُّ البستنة، الحاجات لإبادة الأطفالِ السمينينِ.
    Hayır, seni korkuluk yaptım çünkü... kuş kovalamayı seversin. Open Subtitles لا. لا، جَعلتُك الفزّاعة... لأن تَحبُّ مُطَارَدَة الطيورِ.
    Eğer o kızı seviyorsan beni terket, onunla Venedik'e git, boşanma davası açacağım. Open Subtitles إذا تَحبُّ تلك البنتِ، يَتْركُني، إبدأْ معاشرتها إلى فينيسيا، أنا سَأُقدّمُ طلباً للطلاق.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more