Adrian, ikinci turda ne olduğunu Anladın. | Open Subtitles | أدريان، تَفْهمُ الذي يَحْدثُ في دورةِ إثنان. |
Neden mahkeme önünde olduğunu Anladın mı? | Open Subtitles | هل تَفْهمُ لماذا أنت في هذه المحكمةِ؟ |
Selleri durdurmak için. Anlıyor musunuz? | Open Subtitles | لإيقاْف الفيضانِ هَلّ بالإمكان أَنْ تَفْهمُ ذلك؟ |
Jackie, ne hakkında konuştuklarını Anlıyor musun? | Open Subtitles | جاكي، هل تَفْهمُ ماذا يَتحدّثونَ عنه؟ |
Üzgünüm senin keyfini kaçırıyorum David, ama neler olduğunu anlamıyorsun. | Open Subtitles | أَنا آسفُ لأزعاجُك يا ديفيد لكن أنت لا تَفْهمُ الذي يحدث هنا |
Stajyerlerle konuştuğun zaman ne yaptığını Anlamıyor musun? | Open Subtitles | لا تَفْهمُ بأَنْك عَمِلتَ متى تَتكلّمُ مع أولئك الأطباء المقيمين؟ |
Sanırım önümüzde nasıl bir fırsat olduğunu Anladınız. | Open Subtitles | أعتقد تَفْهمُ ما نوعَ فرصة عِنْدَنا أمامنا. |
Ne yapmaya çalıştığımı anlamıyorsunuz. | Open Subtitles | أنت لا تَفْهمُ الذي أُحاولُ أَنْ أعْمَلُة. |
Ne demek istediğimi Anladın mı? | Open Subtitles | لَيسَ أَبَّي. تَفْهمُ ماذا أَقُولُ؟ |
Monica, dediklerimizi Anladın, değil mi? | Open Subtitles | مونيكا، تَفْهمُ ماذا نحن نَقُولُ، حقّ؟ |
Çiçekler için teşekkür ederim ama çaba harcama olayını yanlış Anladın galiba. | Open Subtitles | Um، شكراً لكم للزهورِ، فتاة جميلة، لكن لَستُ متأكّدَ تَفْهمُ حقاً هذا كُلّ يَجْعلُ شيءُ جُهدِ. |
Sürprizimi Anladın. | Open Subtitles | انت تَفْهمُ مفاجأتَي. |
Bunu Anlıyor musun? | Open Subtitles | هَلّ بالإمكان أَنْ تَفْهمُ ذلك؟ |
Şimdi bunu neden sır olarak saklamak zorunda olduğumuzu Anlıyor musun? | Open Subtitles | الآن تَفْهمُ لِماذا أنت يَجِبُ أَنْ تَكْتمَ هذا a سِرّ؟ |
Bunları atarsam bir daha asla Rahibi görmeyeceğini Anlıyor musun? | Open Subtitles | تَفْهمُ بأنّ إذا، إذا أَرْمي هذه خارج، أنت لَنْ تَرى Monk ثانيةً. |
anlamıyorsun... birinci çip sadece küçültüyor. | Open Subtitles | أنت تَفْهمُ الرقاقةُ الأولى تُصغّرُ فقط. |
Senin bir problemin var! Hayır, hayır, hayır, anlamıyorsun adamım. | Open Subtitles | أصبحتَ أنت مشكلتي ـ لا، أنت لا تَفْهمُ يا ، رجل |
anlamıyorsun baba Sorun sadece oyun değil | Open Subtitles | الأَبّ، أنت لا تَفْهمُ. تَرى، هذه لا فقط حول المسرحيّةَ. |
Biriyle bir kanı paylaşmanın ne demek olduğunu Anlamıyor ve bu duygusal bağlantıyı kuramıyormusun? | Open Subtitles | أنت لا تَفْهمُ ما هو مثل لتَشَارُك بدمّ مع شخص ما ويَشْعرُ مثلك رغم ذلك هَلْ لا يُوصلُ؟ |
Siz de Anladınız değil mi? | Open Subtitles | تَفْهمُ أيضاً، أليس كذلك؟ |
Ne yapmaya çalıştığımı anlamıyorsunuz. | Open Subtitles | أنت لا تَفْهمُ الذي أُحاولُ أَنْ أعْمَلُة. |
Bir dakika susarsan, anlarsın. | Open Subtitles | حَسناً، إذا أنت تَتوقّفُ عن الكَلام لمدّة دقيقة، أنت تَفْهمُ. |
Mike'ın bize ne söylediğini anlamadın mı? | Open Subtitles | الا تَفْهمُ مايك كَانَ بيُحاولُ إخْبارنا بي اية؟ |
Umarım beni anlarsınız. | Open Subtitles | أَتمنّى بأنّك تَفْهمُ بأنّه كَانَ مجرّد تعبير عن إحترامِي. |
Komutanım, her şeyi eski haline döndüremezsek ne kaybedileceğini anladığınızı sanmıyorum. | Open Subtitles | سيدى، لا أعتقد أنك تَفْهمُ بالضبط ماذا سيفقد إذا لَمْ نُسْمَحْ لإعاده الأشياءِ إلى الطريقِه التى يُفترض بأنهم كَانوا |