"تَلْبسُ" - Translation from Arabic to Turkish

    • giyiyorsun
        
    • giyiyor
        
    • giymiş
        
    • giyindin
        
    • takıyorsun
        
    • giyinirsin
        
    • takmıyormuş
        
    • takıyormuş
        
    Sen Grace Delly gibi davranamazsın, ...çünkü çocuk eldivenleri giyiyorsun hâlâ. Open Subtitles أنت لا تَفْعلُ نفس الطريقِ بصبر ديلي، تَلْبسُ قفازاتَ الطفلِ.
    Ahbap, neden dar kot giyiyorsun? Çünkü çok havalı! Open Subtitles الرجل، لماذا تَلْبسُ جينزاً نحيلاً؟
    Kauçuk eldiven giyiyor ayrıca küveti temizlemek için içini su doldurmazsın. Open Subtitles أَعْني, أنها تَلْبسُ قفازاتَ مطاطيةَ, وأنت لا تَمْلأُ الحوض بالماءِ لتَنظيفه.
    Transeksüel ama çok güzel bir smokin giymiş. Open Subtitles أنها تستعد لعملية جراحية لَكنَّها تَلْبسُ فستان سهره لطيف.
    Neden böyle giyindin? Open Subtitles لماذا تَلْبسُ مثل ذلك؟
    Hey, güneş gözlüğü takıyorsun diye kör olduğun anlamına gelmiyor, ese. Open Subtitles ليس لأنك تَلْبسُ النظارات الشمسيةَ تعتقد بأنّك أعمى
    evet... bu arada, her zaman bu tarz mı giyinirsin? Open Subtitles نعم... بالمناسبة، هَلْ تَلْبسُ مثل هذه الملابسِ دائماً؟
    Kurban lensleri takmıyormuş. Open Subtitles ذلك لونُ غير عاديُ. الضحيّة ما كَانتْ تَلْبسُ الإتصالاتَ.
    Gördüğüm kadarıyla pek sevdiğin şu kedicikli uzun kollu tişörtlerden birini giyiyorsun. Open Subtitles نعم. أَرى بأنّك تَلْبسُ واحد آخر تلك بلوزاتِ قطّةِ البسيسةِ... - Meow.
    18 tane bavulun var ve takım elbise giyiyorsun. Open Subtitles عِنْدَكَ 18 حقيبةُ وأنت تَلْبسُ a بدلة.
    Sen bluzumu yanlış giyiyorsun. Open Subtitles أنت تَلْبسُ بلوزتي بالخطأ.
    Benim çoraplarımı giyiyorsun. Open Subtitles أنت تَلْبسُ جواربَي.
    Bunu... giyiyorsun. Open Subtitles أنك تَلْبسُ... ذلك.
    Tabii ki kırmızı terlikler giyiyor olmasından ve öldükten sonra ayaklarının yukarıya doğru kıvrılmasından başka. Open Subtitles ماعدا الحقيقة بأنّها كَانتْ تَلْبسُ النعال الحمراء وأقدامها . ضفرت بعد هي كَانتْ ميتةَ
    Mavimsi bir elbise giyiyor, üzerine çiçekler kusmuş sanki. Open Subtitles حسنا، هي تَلْبسُ لباس مزرق مثل زهورِ مُتقيَّئةِ في جميع أنحائها
    Her zaman aynı elbiseyi giyiyor. Open Subtitles هي تَلْبسُ نفس اللباسِ دائماً.
    Ölmediği zaman giymiş olduğu elbise mi? Open Subtitles أوه، الواحد هي كَانتْ تَلْبسُ متى هي ما كَانتْ ميتةَ؟
    Toprak giymiş Gökkuşağı renkli bir peçe Open Subtitles تَلْبسُ الأرضَ هنا حجاب ملوّن قوس قزح
    Sen neden tavuk gibi giyindin? Open Subtitles لماذا تَلْبسُ مثل دجاجةِ؟
    Niye JungIe Jim gibi giyindin? Open Subtitles لماذا تَلْبسُ مثل غابةِ جيِم؟
    Neden her zaman bu şapkayı takıyorsun ? Open Subtitles لماذا تَلْبسُ تلك القبعة دائماً؟
    Futbol koçunun sana bağırdığı rüyaları bilirsin ya aşağı bakarsın, Shirley Temple gibi giyinirsin ve sonra tüm dişlerin dökülür mü? Open Subtitles أتَعْرفُ تلك الأحلامِ حيث مدرّب كرة القدم يَصْرخُ في وجهك تنزل رأسك للأسفل،وأنت تَلْبسُ مثل شيرلي تيمبل وبعد ذلك كُلّ أسنانكَ تَسْقطُ؟
    Camilla emniyet kemeri takmıyormuş,fırlamış ve bum. Open Subtitles وكاميلا ما كَانتْ تَلْبسُ a حزام مقعد، يَطِيرُ و...
    Sydney, Ron'u öldürürken bu dizlikleri takıyormuş. Open Subtitles سدني كَانتْ تَلْبسُ هذه تُبطّنُ الركبةُ متى قَتلتْه.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more