Kendini iki kez riske attığına göre bayağı sağlam bir hatun olmalı. | Open Subtitles | هل تُخاطر برقبتكَ مرّة ثانية؟ الأشياء مُختلفة هذه المرّة. |
Teri Purcell, kâr getirmeyen bir randevu evi işleterek neden kariyerini riske atsın ki? | Open Subtitles | لماذا تُخاطر تيري بيرسل بوظيفتها لتُقيم بيت دعارة غير هادف للربح في فندقها |
Evet ama neleri risk ettiğinin farkında değil misin? | Open Subtitles | اجل، لكن الم تُلاحظ ما الذي تُخاطر بهِ ؟ |
Şu anda onları ciddi tehlikeye atıyorsun. Bunu barışçıI yollarla çözmek istiyoruz. | Open Subtitles | وأنت الأن تُخاطر بحياتهم, نحنُ نُريد أن نحّل هذه المُعضلة سلمياً |
Neden uluslararası savaş riskine girdi? | Open Subtitles | لمَ تُخاطر بإندلاع حربًا عالميّة؟ |
Çin tarafında kalan göle kısa bir geziye çıkan kaplumbağa Çinliler'in meşhur lezzetinin ana öğesi olma riskini taşır: | Open Subtitles | أي سلحقاة تقوم برحلة السباحة القصيرة إلى الجانب الصيني من البحيرة تُخاطر بمصير ينتهي بها بالعنصر الأساسي |
Askerlerinin canını sihre güvenip riske atamazsın. | Open Subtitles | لا يُمكنك أن تُخاطر بحياة جنودك بناءً على خُدعةٍ سحريّة |
Askerlerinin canını sihire güvenip riske atamazsın. | Open Subtitles | لا يُمكنك أن تُخاطر بحياة جنودك بناءً على خدعة سحريّة |
Yavrularını buraya getirmekle riske giriyor. | Open Subtitles | إنها تُخاطر بجلب دياسمها إلى هنا. |
Onun da hayatını riske attığını anlamıyor musun? | Open Subtitles | أتدركين، أنها تُخاطر بحياتها أيضًا؟ |
Ama lütfen bunu üçüncü kez riske atma. | Open Subtitles | لكن أرجوك لا تُخاطر بذلك للمرة الثالثة |
Eğer kalırsan, her şeyi riske edersin. | Open Subtitles | إن بقيتَ، فإنّكَ تُخاطر بكلّ شيء. |
Bu yüzden 40 yaşın üstündeyseniz risk almış olursunuz. " | Open Subtitles | لذا إذا عمرك 40 وأكبر فأنت تُخاطر على مسؤوليتك |
Fakat küçük bir intikam hareketi için büyük bir risk almak... | Open Subtitles | ولكن كي تُخاطر كثيرًا من أجل فعلٍ انتقامي صغير... |
İnsanlarla yatmaya başlayınca bir risk alıyorsun. | Open Subtitles | أنت تُخاطر بهاذا... عندما تبدأ بممارسة الجنس مع الآخرون... |
Bir çekik için hayatını tehlikeye atmanı seyretmeyeceğim. | Open Subtitles | لا أستطيع الوقوف هكذا أراك تُخاطر بحياتك لأجل عبّد عمل |
Kölelerin çocukları için hayatını tehlikeye mi atıyorsun? | Open Subtitles | تُخاطر بحياتكَ من أجل بعضٍ من بنات العبيد؟ |
İkinizin birbiri için hayatını tehlikeye attığınıda biliyorum. | Open Subtitles | أعلم بشأنكما أنتما الإثنان أعلم أنك تُخاطر بحياتك |
Ama Tanya bankaya gidip görünme riskine giremezdi. | Open Subtitles | إلاّ أنّ (تانيا) لن تُخاطر بالقيام بالتسليم. |
Tıbbi yardıma ihtiyacın olacağını biliyordum ve hastaneye gitme riskini göze alamazdın. | Open Subtitles | فعلمتُ إنك بحاجة إلى علاج وأنت لن تُخاطر بالذهاب إلى المستشفى |