"تُخطّطُ" - Translation from Arabic to Turkish

• planlıyorsun
• planladığını
• planlıyorsan
• planlıyorsunuz

Nakit akışı olmadan, burayı nasıl çalıştırmayı planlıyorsun?
هكذا تُخطّطُ لإبْقاء المكانِ يَرْكضُ بدون تدفّقِ النقدِ؟

Gelecekte ne yapmayı planlıyorsun?
ماذا تُخطّطُ لفعله فى مستقبلِكَ؟

Çok iyi, neler yapmayı planlıyorsun?
أوه، حَسناً، الذي تُخطّطُ للعَمَل؟

Neden bana bunu planladığını söylemedin?
الذي لَمْ تُخبرْني أنت كُنْتَ تُخطّطُ هذا.

Eğer bana teklif etmeyi planlıyorsan bunu sevmelisin.
إذا كنت تُخطّطُ لتطَلَب مني الخروج معك من الأفضّل أن تَحْصلُ عليه إنتهى

Şimdi ne yapmayı planlıyorsunuz?
ماذا تُخطّطُ لعمله الآن؟

Peki, bu konuda neler planlıyorsun?
لكن ماذا عَمِلتَ تُخطّطُ إلى حوله؟

Eğer ki getirebilirsem, bu bilgiyle ne yapmayı planlıyorsun?
والذي تُخطّطُ لتَعمَلُ بهذه المعلوماتِ إذا أنا أُعيدُه هنا؟ - مثقاب نفسه.

bu şekilde beni yenmeyi mi planlıyorsun?
كَيفَ تُخطّطُ لضَرْبي بهذه الطريقة؟

Ve bunu hepimiz için planlıyorsun.
المليمتر. وأنت تُخطّطُ هذا لكلّنا.

Bunu nasıl yapmayı planlıyorsun?
وكَيفَ تُخطّطُ لعَمَل ذلك؟

Ne zamandır bunu planlıyorsun?
منذ متى وأنت تُخطّطُ هذا؟

- Ne yapmayı planlıyorsun?
-ماذا تُخطّطُ ؟

Yolculuğa çıkmayı mı planlıyorsun?
تُخطّطُ a سفرة؟

Düğünü ne zamana planladığını bilmiyorum ama ben iptal ediyorum.
أنا لا أَعْرفُ متى تُخطّطُ على إمتِلاك الزفاف... ... لكنأَدْعوهمِنْ.

25 yaşından önce olmaz, zaten böyle bir şey planladığını hayal bile edemiyorum.
ليس قبل عمر الـ 25, لا أَستطيعُ تَخَيُّل بأنك كُنتَ تُخطّطُ لذلك، على أية حال.

Bayan Forster deniz banyosu yapmayı planladığını söyledi. Ben de deniz banyosu yapmayı çok isterdim.
السّيدة فوريستر تَقُولُ بأنّها تُخطّطُ للذِهاب للاستحمام في البحر.- أَنا متأكّدُة بانني ساحبَّ الذِهاب الى الإِسْتِحْمام في البحرِ!

Yine bana çıkma teklif etmeyi planlıyorsan, şu anda edip kurtulabilirsin.
أذا كنت تُخطّطُ لتطَلَب مني الخروج معك , من المفضّل . فقط تَحْصلُ عليه إنتهى .

Eğer evime girmek için ucuz bahaneler üretmeyi planlıyorsan sadece ilişki kurmak için...
إذا كنت تُخطّطُ بالاتيان... ببَعْض الاعذارِ اللعينة لدُخُول بيتِي... فقط لذا نحن يُمْكِنُ أَنْ "نُرتبط"...

Bu konuda ne yapmayı planlıyorsunuz peki?
ماذا تُخطّطُ حول ذلك؟

Bunu nerede yapmayı planlıyorsunuz?
أين تُخطّطُ لعَمَل هذا؟