Pekâlâ, iyi haber o füzeyi artık Dükkan kontrol edemiyor, ben ediyorum. | Open Subtitles | الموافقة، حَسناً، الأخبار الجيدة الدكان لَمْ يَعُدْ تُسيطرُ على القذيفةِ. أنا أعْمَلُ. |
Sol elinle, iki nükleer füzeyi kontrol ediyorsun.o | Open Subtitles | باليدّ اليسرى، تُسيطرُ على صاروخين نوويين. |
Sağ elinle, benim füzelerimi bloke eden kalkanı kontrol ediyorsun. | Open Subtitles | باليدّ اليمنى، تُسيطرُ عليه درع لمَنْع قذائفِي. |
Zarif kabuğunda, derinliği kontrol eden gaz dolu yüzdürme odacıkları vardır. | Open Subtitles | هي صَدَفَةُ رشيقةُ تَحتوي غازاً مَلأَ غُرَف تعويمِ، التي تُسيطرُ عليها عمقُ. |
Yeri kontrol ettiğinde savaş onunla. | Open Subtitles | قاتله عندما تُسيطرُ على الأرضِ |
Herkesin kaderini kontrol eden? | Open Subtitles | تُسيطرُ على قدر كُلّ شخصِ |
Yaşamlarımızı kontrol edemezsin. | Open Subtitles | أنت لا تُسيطرُ على حياتِنا. |
kontrol hayatın elinde. | Open Subtitles | الحياة تُسيطرُ. |
Ve onun öfke kontrol tarzını | Open Subtitles | والطريق تُسيطرُ على غضبِها. |
Başkenti kontrol ediyor, | Open Subtitles | تُسيطرُ على الرأسمالِ، |