Geçtiğimiz üç yıl, komşularımla birlikte New Orleans'ta "Under The Bridge" (Köprü Altı) olarak bilinen bir yerde tasarım yapma ayrıcalığım oldu. | TED | على مدى السنوات الثلاث الماضية، حصلت على امتياز توقيع شفرة مع جيراني وهي مساحة في نيو أورليانز تُعرف بتحت الجسر. |
Evren gittikçe karanlık ve soğuk olacak, Büyük Soğuk veya Evrenin Isı Ölümü olarak da bilinen bir donma haline geçecektir. | TED | سيصبح الكون أكثر ظلامًا وبرودةً، ويقترب من حالة التجمد أو كما تُعرف بالتجمد الكبير، أو الموت الحراري للكون. |
Esrar kaynaklı psikoz olarak bilinen bu belirtiler genellikle bir kişi esrar kullanmayı bıraktığında azalır. | TED | والتي تُعرف بالذهان الناجم عن الماريجوانا، عادةً ما تختفي هذه الأعراض عندما يتوقّف الشخص عن استخدام الماريجوانا. |
Kırık kâlp sendromu kâlp adalesi hastalığı olarak da bilinir. | Open Subtitles | متزامنة القلب المكسورة تُعرف أيضاً بأنها من أسباب الأزمة القلبية |
Quahog, gürültücü, kıllı yaratıklar yani bilinen bir diğer adıyla da New Yorklular tarafından istila edildi. | Open Subtitles | كواهوغ مُلئت بمخلوقات مُشعرة تُعرف بسكان نيويورك |
Kaos olarak da bilinen bu sonsuz denklem nedir? | Open Subtitles | ما هي المعادلة الغير منتهية والتي تُعرف أيضاً بالفوضى؟ |
Bombalama olayından, "Tanrı'nın Askerleri" olarak bilinen bir grup sorumludur. | Open Subtitles | مجموعة تُعرف بجنود الواحد مسؤولة عن الإنفجار |
Bunların çoğu "Rum Ateşi" olarak bilinen bir öz kullanırdı. | Open Subtitles | استُخدم في العديد منها مادة تُعرف بالنار الإغريقية |
Balık çok yorulunca, tonik hareketsizlik olarak bilinen bir duruma geçiyor. | Open Subtitles | يُرهِقه كثيرا ً, ويدخل مرحلة ً تُعرف بالاستقرار التوتري. |
Onlar, örgütün kimlikleri kamu tarafından bilinen yegane üyeleridir. | Open Subtitles | هم الاعضاء الوحيدون فى المنظمة الذين تُعرف هوياتهم للناس |
Yol gösterenler haçı, korsanlar diye bilinen bir gruptan korumaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | الرُعاة كافحوا لحماية الصليب من مجموعة تُعرف بالقراصنة |
Parlak Kalp Kardeşliği olarak bilinen iyi bir cadı tarikatı mühürlemiş. | Open Subtitles | ... عصبة خيرة من السحرة كانت تُعرف بإسم أخوية القلب المتقد |
bilinen tek kullanıcısı onu bulan kişiymiş. | Open Subtitles | و لم تُعرف إلا من قِبل شخصٍ واحد فقط 292 00: 18: 16,255 |
İzlanda'nın sadece 20 kilometre altında "baca" olarak da bilinen, muazzam bir kızgın kaya kolonu var. | Open Subtitles | عشرين كيلومترٍ فقط تحت آيسلندا هناك صفٌ عظيمٌ من الصخور فائقة السخونة، تُعرف بالـ "ريشة". |
Yaşlı insanların duyma yetilerinin azaldığına dair bilinen bir gerçek var. | Open Subtitles | إنّ كبار السن يفقدون حسّاسيتهم للأصوات "تُعرف بحالة أحتداد السمع" |
Bu bitki sümbül olarak bilinir ve botanik adi Eichhornia Crassipestir. | TED | هذه النبتة تُعرف بورد النيل والاسم العلمي لها هو: Eichhornia crassipes. |
İlginçtir ki, Nijerya'da bu bitki aynı zamanda tarihi olaylar ve efsanelerden türemiş adlarla bilinir. | TED | من المثير في نيجيريا أن هذه النبتة تُعرف بعدة أسماء أخرى أسماء مرتبطة بأحداث تاريخية إضافة إلى الأساطير. |
Netflix gerçekten harika tavsiye algoritmasıyla bilinir ve bunu geliştirecek kişi için 1 milyon dolarlık ödül koydular | TED | تُعرف نتفليكس بخوارزمية اقتراحات رائعة، وقد قدمت جائزة بقيمة مليون دولار لمن يستطيع تحسينها. |
nam-ı diğer benim asil gözetmenim ama ben ona kısaca "Dalkavuk" diyorum. | Open Subtitles | وأيضًا تُعرف بلقب المهتمّة بشؤوني الملكيّة، لكنني كنتُ أناديها بلقب "المُريبة" كاختصار. |
Almanya'da Hannah Stuart olarak biliniyor. | Open Subtitles | وفي ألمانيا، كانت تُعرف بهانا ستيورات |
Scott'ın Crozier Burnu'na kış yolculuğu o kadar güçtü ki "dünyanın en kötü seyahati" olarak bilinmeye başladı. | Open Subtitles | كانت رحلة (سكوت) الشتوية الإكتشافية إلى خليج (كروزير) مضنيةً جداً فباتت تُعرف بـ "الرحلة الأسوأ في العالم" |