Tatlım, o telefona cevap vermemin bir Sakıncası var mı? | Open Subtitles | عزيزي ، هل تُمانع لو قُمت بالرد على الهاتف ؟ |
Sorgulama için, o gece nerede olduğunuzu saptamamın Sakıncası var mı? | Open Subtitles | إذاً، لن تُمانع إن تجولت بالمناطق المحيطة بكم للإستجواب؟ |
Bu onun için sorun olur mu diye annene bir sorayım. | Open Subtitles | حسناً ، سأتصل بوالدتك ، و سأتأكد بأنها لا تُمانع هذا حسناً إعطني التذكرة ، أراك هنا |
İzin verir misin lütfen? | Open Subtitles | هل تُمانع بأن تدّعني أذهب إلى هُناك ؟ |
Bir sakıncası yoksa bizimle gelmenizi istiyoruz. | Open Subtitles | إذا لا تُمانع , نوَدْ أن تأتي لجولة قصيرة بالسيارة |
Umarım bunu kısa bir süreliğine ödünç almamın bir sakıncası yoktur. - Çünkü ben de avlandım. | Open Subtitles | أتمنى ألا تُمانع إذا استعرته منك لبعض الوقت بما أننى تم اصطيادى بالفعل |
Bay Upton, bize biraz Müsaade eder misiniz? | Open Subtitles | سيّد (أبتون)، امنحنا بعض الفسحة، لو لمْ تكن تُمانع. |
Başımın çaresine bakana kadar bir kaç gün daha senin evde kalmamın Sakıncası var mı? | Open Subtitles | هَل تُمانع أن مكثتُ في مسكنك لبضعة أيام حتى أُرتب أموري ؟ |
Benimle konuşurken, gözlerimin içine bakmanın, Sakıncası var mı? | Open Subtitles | ماذا؟ - هل تُمانع أن تنظر إلى عيني عندما تتحدّث إليَّ؟ - |
Etrafı gezmemin Sakıncası var mı? | Open Subtitles | لن تُمانع إن قمت بجولة، أليس كذلك؟ |
Etrafa bakınmamın Sakıncası var mı? | Open Subtitles | هل تُمانع إذا ألقيتُ نظرةً بالجِوار؟ |
Etrafa kendimiz baksak sorun olur mu? | Open Subtitles | هل تُمانع إذا بحثنا عنهُ بأنفسنا؟ |
Bası biraz kıssan sorun olur mu? | Open Subtitles | هل تُمانع في إخفاض الجهير قليلاً؟ |
Onu dinleme. İzin verir misin rahip? | Open Subtitles | هل تُمانع أيها القِس؟ |
İzin verir misiniz? | Open Subtitles | هل تُمانع ؟ |
Sizin için de bir sakıncası yoksa etrafa bir göz atacağım. | Open Subtitles | أنا فقط سأبقى أبحثُ بالجوار، إذا لم تُمانع. |
Bizimle gelip resmî bir ifade vermenizin sakıncası yoktur o hâlde. | Open Subtitles | أذن أنت لن تُمانع بالقدوم لمركز المدينة لتُدلي بأفادة رسمية |
Bay Upton, bize biraz Müsaade eder misiniz? | Open Subtitles | سيّد (أبتون)، امنحنا بعض الفسحة، لو لمْ تكن تُمانع. |
O halde dün gece saat 22.00-23.00 arası nerede olduğunu sormamızda sakınca yoktur. | Open Subtitles | إذن لن تُمانع سؤالنا عن مكان تواجدك بين العاشرة والحادي عشرة مساء ليلة البارحة. |
Senin için sorun olmayacaksa, onunla ilk ben konuşmak isterim. | Open Subtitles | أذا لم تكن تُمانع, فأنا أود أن أبدأ بالحديث معه |
Birkaç soruya cevap vermenizde bir mahzur var mı? | Open Subtitles | هل تُمانع الإجابة عن بضعة أسئلة ؟ |
Karınla dansetmemin mahsuru var mı? | Open Subtitles | و الأن , هلا تُمانع ما إذا رقصت مع زوجتك ؟ |
Bakmamanı rica etsem? | Open Subtitles | هل تُمانع أن تنظر بإتجاه آخر ؟ |