Babanın elini kurtarmak istiyorsan, koş ve Genç Efendiden af dile, yalvar. | Open Subtitles | اذا اردتَ ان تُنقذ يد والدك عليكَ ان تُسرع وتتوسل من اجل ان يُسامحك السيد الشاب |
Hikaye, kendi paçanı kurtarmak için onları sattığın yönünde. | Open Subtitles | القصة تحكي بأنك كشفتهم كي تُنقذ نفسك. |
Biz tasarladık ve hayatlar kurtarıyor. | Open Subtitles | حسناً، لقد بنيناها، وإنّها تُنقذ حيواتٍ. |
Finch, kadın hayat kurtarıyor. Birinin hayatını almanın nasıl bir şey olduğunu bilmiyor. Bu onu mahvedecektir. | Open Subtitles | فينش)، إنها طبيبة تُنقذ حياة الناس، إنّها لا) تعرف كيف هو شعور إنهاء حياة، ذلك سيدمرها |
Teknolojisi, günde 20'den fazla hayat kurtarır. | Open Subtitles | تقنيتها تُنقذ أكثر من 20 حياة في اليوم |
Aptal gibi görünmezsin, bu ikimizin de hayatını kurtarabilir. | Open Subtitles | فهي لا تجعلك تبدو غبياً. قد تُنقذ حياتنا معاً. |
Benim yerime o çocuğu kurtarmalıydı! | Open Subtitles | كان يجب على تلك الطفلة أن تُنقذ عوضاً عنى |
"Beni kurtarmak için başkalarının hayatını mahvetmene göz yumamam." | Open Subtitles | {\cH020211\3cHCE85DF\4cH3738FD} لا أستطيع أن أترككَ تدمّر حياة شخص آخر لكي تُنقذ حياتي. |
Martha'yı kurtarmak için Yarasa'nın kellesini bana getir. | Open Subtitles | حتّى تُنقذ مارثا أحضر لي رأس الوطواط |
Kendini kurtarmak için Ray'i suçladığına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنك ألقيت ب (راى) تحت الحافلة ( تَقصد بأنة أعترف علية ) لكى تُنقذ نَفسك |
Hayatını yabancıları kurtarmak için riske atıyorsun. | Open Subtitles | تُنقذ حياتك عن أنقاذ الأخرين. |
Birini kurtarmak için zamanın var. | Open Subtitles | لديك وقت كى تُنقذ واحدة. |
Mikasa'yı, Armin'i ve diğer herkesi kurtarmak istiyorsan bu gücü kontrol etmekten başka çaren yok! | Open Subtitles | ( لو أردت أن تُنقذ ( ميكاسا )، ( آرمين ،و الآخرين عليك أن تتحكّم بهذه القوّة! |
Hayatımı kurtarıyor. | Open Subtitles | إنّها تُنقذ حياتي |
Clark benimle harcadığın her dakika yemek yediğimiz, oda rengi için tartıştığımız evlenmek için tartıştığımız her dakika sen dışarıda birini kurtarıyor olabilirsin. | Open Subtitles | ( كلارك)، كلّ دقيقة تمضيها معي.. بتناول الغداء، والجدال بشأن ألوان الطلاء. الجدال بشأن إمكانية الزواج من عدمه ربّما تكون بالخارج تُنقذ أحداً عوضاً عن ذلك. |
Sizin oyuncaklarınız hayat kurtarıyor mu, Bay Hazlit? | Open Subtitles | هل تُنقذ دُماك حيوات الأطفال يا سيّد (هازليت)؟ . |
Bu numara hayat kurtarır. | Open Subtitles | هذه الخدعة تُنقذ الأرواح |
"Biri hayat kurtarır. Diğeri onu alır." | Open Subtitles | "حياة تُزهق وحياة تُنقذ" |
"Biri hayat kurtarır. Diğeri onu alır." | Open Subtitles | "حياة تُزهق وحياة تُنقذ" |
Gerçek, hayatını kurtarabilir. | Open Subtitles | الحقيقة قد تُنقذ حياتكِ. |
Jennifer, bilgi onun hayatını kurtarabilir. | Open Subtitles | (جنيفر)، المعلومات قد تُنقذ حياتها |
O çocuğu kurtarmalıydı. | Open Subtitles | كان يجب على الطفلة أن تُنقذ بدلاً منى |