Beni annem tek başına büyüttü ve ben on dokuz yaşındayken öldü. | Open Subtitles | لقد تربيت على يد أمي بمفردها و تُوفيت و أنا في التاسعة عشر |
Onu öldürürken kullandığı için, ilacı bittiğinden öldü. | Open Subtitles | و لقد تُوفيت من جراء أن نفذ دوائها فى محاولة قتله |
Eşim 2 sene önce akciğer kanserinden öldü. Kızım da benle konuşmuyor. Ona ulaşmaya çalıştım ama çoktan gitmiş. | Open Subtitles | الزوجة تُوفيت منذٌ عامين من سرطان الرئة وإبنتي توقفت عن التحدث إليَّ، وحاولتٌ الإتصالِ بها ، فإنتقلت |
İşten çıkıp çocukları almaya giderken öldü. | Open Subtitles | تُوفيت وهي مُسرعة من عملها لتصطحب الأطفال. |
Kazada karısı ve çocuğu ölmüş. | Open Subtitles | تُوفيت الزوجة والطفل في الحادث. |
Bu kadın o gece öldü. | Open Subtitles | لقد تُوفيت هذه المرأه بتلك الليلة |
Çünkü biz onuncu sınıftayken öldü. | Open Subtitles | لأنها تُوفيت مُنذ كنا بالصف العاشر |
Mary Jones 2003 de ailesiyle gittiği kampta öldü. | Open Subtitles | تُوفيت " ماري جونز " في رحلة تخييم عائلية في عام 2003 |
Bunun yerine insanlara “doğanın değil, kendimizin” olgunluk ve üstatlığını geliştirmemiz için meydan okudu. Carson, "Sessiz Bahar"ın yayımlanmasından sadece iki yıl sonra, 1964'te kanserden öldü. | TED | وبدلاً من ذلك، دعت كارسن الناس لأن يتعاملوا مع الطبيعة بمبدأ: "النضج والسيطرة، لا على الطبيعة، بل على أنفسنا." في عام 1964، تُوفيت كارسون بسبب السرطان، عقب عامين فقط من نشرها لكتاب "الربيع الصامت." |
Eşim geçen sene öldü. | Open Subtitles | زوجتي، تُوفيت العام الماضي. |
Bir ay kadar önce burada öldü. | Open Subtitles | تُوفيت هنا حوالي قبل شهر |
Annen onu korumak için öldü. | Open Subtitles | تُوفيت والدتك لكي تحميها |
Amy öldü ve sonra geri geldi mi diyorsunuz? | Open Subtitles | أنتِ تقولين أن (آمي) تُوفيت ومن ثم عادت إلى الحياة |
Ablam, Nora... geçen yıl öldü. | Open Subtitles | أختي ، (نورا) ، لقد تُوفيت بالعام الماضي |
Hayır, öldü. | Open Subtitles | كلا ، لقد تُوفيت |
Annem 25 yıl önce öldü. | Open Subtitles | ! أمي تُوفيت قبل 25 عام |
- Kız kardeşim öldü. - Ne? | Open Subtitles | .. ربما - تُوفيت أختي - |
Büyükannem Eichen Evi'nde öldü. | Open Subtitles | تُوفيت جدتي في مصحة "أيكين". |
Ne yazık ki, Nassir'i tedavi eden doktor başka bir adamla birlikte bir süre sonra öldü. | Open Subtitles | بفاجعَة، الطبيبَة التي تعامَلت مع (ناصر) تُوفيت بعَد وقت قصير من ذلك، جنبًا إلى جنَب مع رجُل آخَر كان هو أيضًا في المُستشفى. |
Beni doğururken ölmüş. | Open Subtitles | لقد تُوفيت أثناء ولادتي |
Karısı ölmüş. | Open Subtitles | وزوجته تُوفيت |