Keşke gına daha önceden gelseymiş, bir geveze eksilirmiş. | Open Subtitles | كان عنده مايكفه تقريباً، أنت . كنت أقل واحد ثرثار |
O, şu geveze, zengin züppelerden iki pislikle birlikteydi. | Open Subtitles | كان مع هذين ثرثار الهزات الصناديق الاستئمانية، الفائز الحقيقي. |
Mürettebat tarafından çok iyi ağırlandım, konuşkan ve eğlenceli bir kaptanımız vardı, ve ben bir beş hafta için daha memnuniyetle imza atardım. Kaptan da bunu düşünmemin çılgınlık olduğunu söyledi. | TED | لقد عاملني الطاقم معاملة حسنة، و قد حظيت بربان ثرثار و ظريف، كنت لأكون سعيدة لو سجلت لخمسة أسابيع أخرى، وهذا أمر قال عنه ربان السفينة أيضا أنني كنت مجنونة عندما فكرت فيه. |
Sen ancak umumi tuvaletlerin duvarlarını süsleyebilirsin, boşboğaz herif. Başarısız. | Open Subtitles | أنت جيد فقط فى الرسم .على حوائط فى الحمامات العامه,أنت ثرثار, |
Az önce icabına baktığım şu ağzı kalabalık herif gibi biri... iskambil kağıdını ağaca mıhlamadan önce hile yaptığınızı söyledi. | Open Subtitles | ثرثار آخر كهذا الثرثار الذي توليت أمره تواً قال إنك تلاعبت بورقة اللعب تلك قبل أن تثبتها على تلك الشجرة |
Hey çenesi düşük, sen kuyuya bir bak bakalım içinde neler yapabilirsin? | Open Subtitles | هيه, ثرثار. لماذا لاتبدأ بالركض الى ذلك البئر وتنظر اذا كان بامكانك ان تفعلها؟ |
Beni öpeceği yerde konuşan geveze iş arkadaşları. | Open Subtitles | من الواضح أنه زميل ثرثار في العمل عندما يتحدث بينما ينبغي عليه أن يقبلني |
Kuşlar gibi konuşkandı, her konuda söyleyecek güzel bir şeyler bulurdu. | Open Subtitles | ثرثار كالطير (جاي) ، كانت ، مع قول شيئاً ذكياً في كل موضوع. |
Kurban olduğunu düşünen geveze bir ahmağa karşı fazlasıyla iyi davranmaktan başka bir şey yapmadınız. | Open Subtitles | أجل، حسناً، هذه ليست غلطتكِ. لقد كنتم لطيفين بشكل لا يُصدّق لأحمق ثرثار كان يعتقد أنّه ضحيّة. |
Bir trafik kuralını ihlal ettim diye geveze bir polis tarafından durduruldum. | Open Subtitles | لقد تجاوزت اشاره واوقفنى شرطى ثرثار |
Tuvalette geveze bir adam vardı. | Open Subtitles | فلقد كان يوجد رجل ثرثار في حمام الرجال |
Eminim geveze adamın teki bundan çok hoşlanan bir kadın bulmuştur ve herkese, "kadınlar buna bayılıyor" demiştir. | Open Subtitles | أظن أن رجل ما ثرثار وجد امرأة تحبها و قال للجميع "النساء تحب هذا" |
konuşkan biri değil, ha? | Open Subtitles | هو ليس بمتحدث ثرثار اليس كذلك؟ |
çenesi düşük, konuşkan, dilli. Gevezeye ne dersin? | Open Subtitles | ,هذه تعني ثرثار, مسهب, منفتح القلب ما رأيك بـ"كثير الكلام"؟ |
Sendikamın tüm üyelerini kontrol edemem, aynen senin departmanında ki tüm salak, boşboğaz polisi kontrol edmediğin gibi, yanılıyor muyum? | Open Subtitles | مثلك تماما لا تستطيع السيطرة على كل غبي ثرثار في قسمك أليس كذلك؟ أنت فرانك ويكس ، أليس كذلك؟ |
Ama yaşlı beden eğitimi öğretmeninin ağzı gevşek. Ona teşekkür notu yazmalısın. | Open Subtitles | لكن مدرس الألعاب عندك ثرثار يجب أن تشكره |
Anlaşılan çenesi oldukça düşük bir kargo pilotunu kaybetmişsiniz. | Open Subtitles | يبدو أنّك فقدت طيّار بضائع ثرثار بعض الشيء. |
Benimle konuşan herkes işe yaramaz bir gevezedir zaten. | Open Subtitles | كل من يكلمني يكون ثرثار عديم الفائدة |
Keşke bekleyebilsem efendim, keşke bekleyebilsem, ama bekleyemem, zira boşboğazın tekiyim, malum. | Open Subtitles | أتمنى لو أقدر, سيدي، أتمنى ذلك حقاً، لكني لا أقدر، فكما ترى أنا ثرثار, كما تعرف. |
Çünkü koca bir ağzın var, anladın mı? Çok konuşuyorsun. | Open Subtitles | لأن لديك فم ثرثار تتكلم كثيرا |
Tanıdığım en yetenekli iz sürücü sensin, Glen ama ağzın haşlanmış köpek gibi laf yapıyor. | Open Subtitles | أنت أكثر المقتفين الذين عرفتهم موهبة، لكنك ثرثار مثل كلب مسموط |
lafebesi, dırdırcı birisi diyebiliriz. | Open Subtitles | ماذا هو الثرثار؟ ذلك سيَكون مضجر, ثرثار فياض, ماذا عن "مهذار"؟ |
Primadonna olduğumu biliyorum. Bunu kabul ediyorum. | Open Subtitles | تباً , أعرف أننى ثرثار أعترف بذلك |
"Geri zekalı, koca ağızlı, her şeyi bilen, ödlek! | Open Subtitles | متخلف ,ثرثار , تزعم بأنك تعرف كل شي أخرق . وقح |
Boş boş konuşuyor işte. | Open Subtitles | إنه ثرثار لا أكثر |