Muhtemelen pazarlamacı olan ve dolayısıyla oldukça fazla seyahat eden, tertipli, insanların güvenini kazanabilen birini, aradığımız sonucuna varmıştım. | Open Subtitles | استنتجت أننا ربما نبحث عن مندوب مبيعات, شخص يسافر كثيراً, ويستطيع كسب ثقة الناس بسهولة, شخص عادي. |
Bağırarak mı savaşacaksınız? Mahkemeyi bu şekilde baltalarsan insanların güvenini nasıl kazanacağız? | Open Subtitles | كيف سنبقي على ثقة الناس إذا لم نأخذ لهم حقوقهم؟ |
Peki, insanların güvenini kazanmak için biraz fazla çalışıyor olabilirim. | Open Subtitles | ربما اصبحت اعمل بشكل اكثر لاستعادة ثقة الناس هل هذا شىء سىء ؟ |
Uyum sağlamaya çalış, insanların güvenini kazan. | Open Subtitles | نحاول ان ننسجم ونكسب ثقة الناس |
İnsanların güvenini kaybeden birisi varsa, o da benim. | Open Subtitles | إذا أي شخص فقد ثقة الناس فسيكون أنا |
- STAR Labs'in eskiden olduğu gibi bilim topluluğunun merkez noktası haline getirebilirim, daha da iyisi insanların güvenini geri kazanabilirim. | Open Subtitles | -بإمكاني جعل مختبرات (ستار ) مصدر إلهام الأوساط العلمية كما كانت زائد استعادة ثقة الناس |
İnsanların güvenini kullanmaya hakkınız yok. | Open Subtitles | -أنت ليس لك حق أَخذ ثقة الناس |