İnsanlar olarak, biz elimizdeki bir nesnenin neresinin ağır olduğuna karşı duyarlıyız. | TED | نحن كبشر حساسون لمَ إذا كان الشيء في يدينا ثقيلاً ام لا |
İşkence ettiği insanların yüklerini taşıyor ve bu yük onun için çok ağır. | Open Subtitles | هو يتحمل عبء تعذيب العديد من الناس و هذا يُشكِّل عبئاً ثقيلاً عليه |
Cinayet silahınız ağır bişey, sersemleten bir kısmı bulunan dökme demir olabilir, | Open Subtitles | سلاح الجريمة التي تبحث عنه ربما يكون ثقيلاً ومربعاً بحافة غير حادة |
Çok ağırdı, efendim. Kutuyu merdivenden aşağı indirmeleri için üç kişi gerekti. | Open Subtitles | كان ثقيلاً جداً, كان من الضروري احضار ثلاثة رجال لإنزاله |
...kederin ağır yükünü taşıyan bir aile için birkaç kelam. | Open Subtitles | بضعة كلمـات لعـائلة تحمل عبئاً ثقيلاً جداً |
Bu kutu içinde gerçekten köpek varmış gibi ağır. | Open Subtitles | حتى أن هذا الصندوق يبدو ثقيلاً كفاية ليبدو بأن كلب بداخله |
Lütfen yardım etmeyin. Hiç ağır değil. | Open Subtitles | أرجوكم، لا أريد أن يساعدني أحد ليس ثقيلاً على الإطلاق |
O kadar ağır bir şeyin yüzebildiğine inanmak imkansızdı. | Open Subtitles | من المذهل بان شيئاً ثقيلاً كهذا استطاع الطوفان |
ağır göz kapakların ve erken yaşlanan cildin bana uyku eksikliği yaşadığını gösteriyor. | Open Subtitles | أما أجفانك الثقيلة وجلدك الذي يشيخ قبل أوانه يخبرانني أن عليكَ ديناً ثقيلاً من النوم |
Bir gezegen, yıldız ya da Dünya gibi ağır bir şeyi uzaya koyarsanız, bu ağır şey uzayı eğer, büker. | Open Subtitles | لو وضعت شيئاً ثقيلاً في الفضاء, كوكب, نجم, الأرض, فذاك الشيء الثقيل سيُقوّس الفضاء ويحنيه. |
Onu kurtarmak, kurtarmaya çalışmak istiyordum ama çok ağır olmasından ve beni aşağı çekmesinden korktum. | Open Subtitles | أردتُ إنقاذه حاولت إنقاذه كنتُ خائفه من أن يكون ثقيلاً وحسبت أنهُ سيغرقني معه |
Bu yerçekimi yüzünden olur. ağır bir şey taşıdığınızda düşer ve bu da yerçekimi yüzünden olur. | Open Subtitles | و عندماً نحمل شيئاً ثقيلاً جداً و يسقط فهذا بسبب الجاذبية |
Demek istediğim merdivenler ağır olurdu onları taşımak zorunda kalsaydım. | Open Subtitles | انا قصدت ان الدرج سيكون ثقيلاً انا فقط اتسائل |
Çok ağır değil, kutu içinde geliyor, ıslanamaz ve bir şeyler vurabilirsin. | Open Subtitles | ليس ثقيلاً يأتي في صندوق ,لا يمكن ان يتبلل ,يمكن ان يضرب الاشياء؟ |
Omzundaki bu yaralar birşeyler taşıdığını gösteriyor,hem de baya ağır. | Open Subtitles | هذه الكدمات على كتفه تُشير إلى أنّه كان يحمل شيئاً، وكان ثقيلاً. |
Git Dolly'i getir. Bu şerefsiz ağır bir şey. | Open Subtitles | اذهب وأحضر العربة، هذا الفرن سيكون ثقيلاً علينا |
Ceset içindeyken bu sandık ağır olacak. | Open Subtitles | بوجود جثة في داخله سيكون الصندوق ثقيلاً. |
Bazıları nispeten ağırdı. | Open Subtitles | بعضهم كان ثقيلاً بشكل لا يُصدق، و البعض كان لا يملك أيّة وزنٍ على الإطلاق. |
Uydular hakkında hiçbir şey bilmiyorum ama bu ağırdı | Open Subtitles | لا أعرف أي شيء عن أشكالها .. لكنه كان ثقيلاً |
- Giderek ağırlaşıyor. - O zaman yukarı çek. | Open Subtitles | ـ أصبح ثقيلاً جداً ـ إرفعه إذاً |
- Sırtımda büyük bir yük kalktı sanki. | Open Subtitles | ياه أشعر وكان حملاً ثقيلاً أزيح عن كتفيّ |
Giderek ağırlaşıyorsun. | Open Subtitles | لقد أصبحت ثقيلاً |