Bu bir buzdolabı fabrikası, 2. Dünya Savaşı için sayısız uçak üretiyor. | TED | هذا مصنع ثلاجات كان يمول الطائرات خلال الحرب العالمية الثانية |
Beni buzdolabı mağazasına götürdü ve erkekler reklamı yapıyordu ve plak dönüp duruyordu ve annem adama şarkı söylemeyi bildiğimi söyledi. | Open Subtitles | أخذتني إلى متجر ثلاجات حيث كان هناك موظف البيع وتلك الأغنية مازالت قائمة وقالت له والدتي أنا أعرف كيف أغني |
-Para iade garantimiz yok buzdolabı satmıyorum ben. | Open Subtitles | لا يمكنك إسترجاع النقود انا لا أبيع ثلاجات |
Bunlar kap içine kap geçecek şekilde tasarlanmış, çalışmak için elektriğe gerek duymayan buzdolapları. | TED | هذه ثلاجات مبردة لا تحتاج للكهرباء، إنه تصميم وعاء داخل وعاء. |
Arama sebebim satmak istediğimiz buzdolapları var. | Open Subtitles | ... أنظر أنا أتصل لأن لدينا ثلاجات نود بيعها |
Elektrik olmaması demek, buzdolabı olmaması dolayısı ile gıdaların bozulması demekti. | Open Subtitles | لا كهرباء تعني لا ثلاجات وذلك يَعْني غذاءاً فاسداً. |
TV yok, radyo yok, buzdolabı yok. | Open Subtitles | ليس لدينا تلفزيونات ولا أجهزة راديو ولا ثلاجات |
Üç mini buzdolabı normal bir tanesinden daha ucuza geliyor. | Open Subtitles | هذه الـ3 ثلاجات الصغير هي ارخص من ثلاجة عادية |
Kafasına çok fazla buzdolabı düştüğü için mi? | Open Subtitles | -أتعرف السبب؟ -لأن ثلاجات كثر سقطت على رأسه؟ |
40 dakikada 5 buzdolabı sattım. | Open Subtitles | خمس ثلاجات في 40 دقيقة |
Bir arkadaşım, Loyall'dan bir buzdolabı tamircisi eski, püskü, kırık dökük bir ambarı karıştırırken Philco marka bir buzdolabı ile karşılaşmış ve içinde 5 ya da 6 kilo civarında eroin olduğunu sandığı, galiba... | Open Subtitles | -قصة قصيرة مضحكة . أحد أصدقائي، عامل صيانة ثلاجات في ( لويال). كان يفتش في حظيرة قديمة خربة.. |
Gökyüzünden buzdolapları yağıyor! | Open Subtitles | هناك ثلاجات تسقط من السماء! |