"ثملت" - Translation from Arabic to Turkish

• sarhoş
• içtim
• kafayı
• içtin
• içmiştim

Geçen gece gerçekten sarhoş olmuştum ve sana hoş olmayan şeyler söyledim.
أعلم أنني ثملت للغاية تلك الليلة وأعلم أنني قلت بعض الأشياء الفظيعة

Karımla geçen gece sarhoş olduk ve Modern Family izledik.
ثملت و زوجتي الليلة الماضية وشاهدنا . مسلسل الأسرة الحديثة

Ordayken sarhoş oldum ve göle atıldım. Buz kesildim. Kasıklarıma kadar.
ثملت تمّ دفعي للبركة هناك ذات مرة، كانت مجمّدة، حطّمت حوضي.

Evet biraz içtim ama mucizeyi kutlamak içindi.
انا ثملت قليلاً, نعم, لكي احتفل بهذه المعجزة

Geçen yaz kafayı buldum, arabamı çarptım ve kız arkadaşım neredeyse felç kalıyordu.
الصيف الماضي، ثملت وتسبّبت في حادث سير كاد يؤدي إلى شلل صديقتي الحميمة.

Eminim senin sadece biraz sarhoş olduğunu düşündüler.
أنا واثقة أنهم على الأرجح اعتقدوا أنك ثملت قليلاً

sarhoş olacaksam bütün geceyi harcamam.
انا نافذ الصبر لأكون محبا للخمر اذا ثملت

Travis'e asker partisinde sarhoş olduğumu söyleme.
لا تُخبرْ ترافس الى أي درجة ثملت في الحفلة العسكريةِ.

Annem sarhoş olduğunda çok çekilmez olduğunu söylüyor dostum...
بالنسبة لأمي فهي تصبح لئيمة جداً اذا ثملت

Eğer zavallı bir kız seninle evlenecek kadar sarhoş olursa diye bir broşür almalısın Mervyn.
يا ميرفين لو أن أي فتاة مسكينة ثملت بما فيه الكفاية لتتزوجك

Ya metroda sarhoş olduğum için sızıp kaldım ya da bana ilaç verdi.
إما أني ثملت وفقدت الوعي في محطة القطار. أو أنه قام بتخديري.

Bir yılbaşı gecesi, zil zurna sarhoş olup, süs havuzuna düşmüştü.
في عشية السنة الجديدة حين ثملت .بشدةوسقطتفي بركةالسمك.

Üzgünüm. Kızım sözde harika bir kız arkadaşıylaydı... ..şimdi sarhoş olmuş ve onu eve götüremiyormuş.
أنا غاضبة، إبنتي مع صديقتها التي يجدر بها أن تكون مثالية ثملت حتى أنها لن تتمكن من القيادة

Evet, arkadaşın sarhoş olduğunda sorumlu davrandın beni arayarak da doğru olanı yaptın ama bana yalan söyledin.
نعم ، لقد كنتِ مسؤولة عندما صديقتكِ ثملت ، و قمتِ بفعل الصواب عندما إتصلتِ بي لكنكِ كذبتِ علي

Geçen hafta sarhoş olup, amı götü dağıttığım zamanı hatırlıyor musun?
هل تتذكر الأسبوع الماضى عندما ثملت للغاية؟

"sarhoş oldum ve bunlar oldu." durumu değil. Senden hoşlanıyorum. - Yalnızca beklentiye kapılmanı istemiyorum.
ليس كأنني ثملت و عاشرتك , أنا معجب بك , لكن لا أرغب أن تضعي أي توقعات هنا

sarhoş oldum, uyandığımda bir rahip gibi giyinmiştim.
ثملت ثم إستيقظت، و وجدت نفسي أرتدي زي قسيس.

İlk vardiyanda sarhoş olduğundan mı yoksa ben senin kız arkadaşına sarktığım için mi?
أتعني، لأنك ثملت في نوبة عملك الأولى أم لأنني كنت أحاول التقرب إلى فتاتك؟

Sanırım, sanırım ben biraz hızlı falan içtim.
أظن أنني.. ثملت سريعاً أو نحوه

Ahbap, kafayı bulup çorap çekmecene işediğim zamanı hatırlıyor musun?
يا رفيقة, أتذكرين تلك المرّة التي ثملت فيها حتى الموت لدرجة أنني قضيت حاجتي على جوربكِ؟

Ama sonra o kadar içtin ki partiyi durdurmak zorunda kaldık.
لكنك ثملت لدرجة أجبرتنا على التوقف لنقوم بهذا

Biraz fazla içmiştim. Odasının kapısını çaldım, içeri girmeme izin vermedi.
لقد ثملت قليلا، وطرقت على بابه لكن لم يتركني أدخل