| Benim bakış açıma göre, efendim, bu görev aslında değerli askeri kaynakların yanlış tahsisinden başka bir şey değil. | Open Subtitles | حسنا، بطريقتى فى التفكير يا سيّدي هذه المهمّة الكاملة و التى هى خطيره و مبهمه لشيء قيم و موارد عسكريّة ثمينه نعم.. |
| Yeğeninin midesinde değerli paralar olan masum bir berber. | Open Subtitles | حلاق برىء لديه عملات ثمينه فى معدة أبن أخته |
| Siyah bir çanta, standart boyutta icindekiler benim icin çok değerli. | Open Subtitles | حقيبه سوداء ، حجم عادي المحتويات التي بها ثمينه جداً بالنسبه لي |
| O kıymetli. Sanırım, o Tanrı'nın size kıymetli bir hediyesi. | Open Subtitles | اعتقد انه ثمين اعتقد انه هدية ثمينه من الرب |
| Burada her yaşam değerlidir, yabancıların yaşamları bile. | Open Subtitles | كل حياه ثمينه و لها قيمتها حتى حياة الأغراب |
| Pisli ellerini çek üstünden! Bu çok değerli bir parça! | Open Subtitles | ابعد يديك القذره عن هذا انها قطعه ثمينه جداً |
| Ancak bir koca olarak küçük değerli bir tecrübem olmuştu ya da hiç bu kadar saf beklentilerim olmamıştı. | Open Subtitles | ولكن لدي تجربه ثمينه وصغيره كزوج والا لما توقعت هكذا توقعات |
| Birkaç ay önce parlak takım elbiseli eleman ön kapıma geldi bana "değerli bir arazi üzerinde" oturduğumu söyledi. | Open Subtitles | ذلك الرجل ببدله ثمينه أتى إلى بابي الأمامي وقال بأني اجلس على ارض قيمه |
| Paralı askerler değerli bir şey. | Open Subtitles | بالمزيد من القوات,المرتزقه والجيوش هي أشياء ثمينه. |
| Bu yüzden sözleşmede icadımıza olan katkılarının benim katkılarım kadar değerli olduğunu belirttim. | Open Subtitles | لهذا نصصتُ في العقد أن إسهاماتك في الإختراع ثمينه بقدر إسهاماتي |
| Seferin askeri sonuçları ne olursa olsun cangıl harekatlarına, hava desteğine ve moral olarak değerli dersler vermişti. | Open Subtitles | ...بصرف النظر عن النتائج العسكريه للحمله إلا إنها أعطت دروساً ثمينه فى عمليات... الأدغال والتموين الجوى والروح المعنويه |
| Ona zarar vermeyecektir. Çok değerli. | Open Subtitles | سوف لن يؤذيها يا سيدى إنها ثمينه جدا |
| - Karnımda değerli Çin paraları var. - Scottie. | Open Subtitles | لدى عملات معدنيه ثمينه فى معدتى |
| Teşkilatımıza çok değerli bilgiler sağlamıştır. | Open Subtitles | وهى زودت الوكاله بمعلومات ثمينه |
| Bu değerli bilgi için teşekkür ederim. | Open Subtitles | يمكنهم ايضاً محو بيانات ثمينه جداً. |
| Eğer değerli bir tablo x-ray'i deseydim hayır derdin. | Open Subtitles | ... إن أخبرتك بأنها للوحةٍ ثمينه لكنت سترفض عندها |
| Peki, ya onu değerli kılarsam? | Open Subtitles | لكن ماذا لو جعلت الجائزه ثمينه ؟ |
| Fisher gözünü yüksek değerli hedeflere çevirdi. Sonra da John'ı bu işe dahil etti. | Open Subtitles | فيشر" اراد سرقه تحفه ثمينه" " " لذا ارسل "جون جراي" ليتفقد المكان |
| kıymetli hatıralar doğum günü partileri, Küçükler Ligi maçları Cindy Llewellyn'in üzümlü sakızlı dudak parlatıcısının ilk öpücükteki tadı. | Open Subtitles | إنها ذكريات ثمينه حفلاة أعياد الميلاد مباريات دوري الصغار قبلتك الأولى |
| Hayat çok değerlidir çünkü öleceğimizin farkındayız! | Open Subtitles | الحياة ثمينه لأننا نعلم أننا سوف نموت |
| Bana göre son saldırı gözönünde bulundurulduğunda elde ettiğimiz tecrübe paha biçilemezdi. | Open Subtitles | وأعتقد أن التجربه كانت ثمينه بقدر ما كانت عملية الأنزال النهائيه |