Cebimde bir şişe var. Elinden geldiğince çabuk Başkan'a götür. | Open Subtitles | ثمّةَ قارورةٌ في جيبي خذها إلى الرئيس بأسرع ما يُمكن |
Dışarıda ölen başka hastalar var ve o organlar onları kurtarabilir. | Open Subtitles | ثمّةَ مرضى يموتونَ الآن، وهذه الأعضاءُ لها أن تبقيهم أحياء |
Ama 20 yıl yerine 2 gün yaşamak arasında fark var. | Open Subtitles | وكذلك كنتُ البارحة ثمّةَ فرقٌ حين يكون أمامهُ عشرون عاماً |
Pekala, burada, burada ve şurada 3 bekçi var. | Open Subtitles | حسناً، ثمّةَ ثلاثةُ حرّاس، هنا، هنا، و هنا. |
Ayrıca tırnaklarının arasında deri parçaları ve dün seks yaptığının kanıtları var. | Open Subtitles | ثمّةَ أيضاً جلد موجود تحت أظافرها و أدلة على ممارستها علاقة جسدية يوم البارحة |
514 numaralı uçakta terörist var. Kalkmasına izin vermeyin. | Open Subtitles | ثمّةَ إرهابيٌّ على متن الرحلة 514 لا تسمح لها بالإقلاع |
Bende ses var ama görüntü yok. | Open Subtitles | ثمّةَ كثيرٌ من الضرب و التخبّط، لكن لا شيءَ يحدث فعلاً. |
Kızla kişisel bir problemin var demek, değil mi? | Open Subtitles | قصدي أنّه ثمّةَ أمرٌ شخصيٌّ معها أليس كذلك؟ |
Başka insanlar da var burada. Ne yaptığının farkında değilsin. | Open Subtitles | ثمّةَ آخرون هنا أنتَ لا تعلم ما الذي تفعله |
Çantanın içinde kıyafetler var. Güvenlik için, seninkiler biliniyor diye. | Open Subtitles | ثمّةَ ثيابٌ في الحقيبة، للحرص في حال أنّكِ مُتعقّبة |
Aramızda hainler var. Ancak yakında sorun olmaktan çıkacaklar. | Open Subtitles | ثمّةَ خائنون بيننا، لكن سرعان ما ستنتهي مشكلتهم. |
Tamam. Üç nöbetçi var. Şurada, şurada ve şurada. | Open Subtitles | حسناً، ثمّةَ ثلاثةُ حرّاس، هنا، هنا، و هنا. |
Burada servis yolu var ve bu yolun sonunda, şato. | Open Subtitles | ثمّةَ طريقُ خدماتٍ هنا عند نهايته يوجد القصر |
Sonsuz sayida evren her evrende de farkli birer versiyonumuz var. | Open Subtitles | ثمّةَ أعدادٌ لا نهائيّة من الأكوان و في كلٍّ منها نسخٌ منّا |
Sonsuz sayıda evren her evrende de farklı birer versiyonumuz var. | Open Subtitles | ثمّةَ أعدادٌ لا نهائيّة من الأكوان، و في كلٍّ منها نسخٌ منّا. |
O lanet... Bizim bile aşmamamız gereken bazı sınırlar var. | Open Subtitles | ثمّةَ حدودٌ، حتّى نحن لا يجب أن نتجاوزها. |
Bunları ondan saklamanın tek bir yolu var. | Open Subtitles | ثمّةَ طريقةٌ واحدة لضمان أنّها لن تراها أبداً. |
Burada doğru olmayan bir şeyler var. | Open Subtitles | و لم يبحث أحد؟ ثمّةَ أمرٌ غير صحيحٍ هنا. |
Dışarda kim ya da ne olduğumuzdan bihaber bir dünya insan var. | Open Subtitles | ثمّةَ عالَمٌ بأسره مليءٌ بأناسٍ لا يعرفون حقيقتنا أو ماهيّتنا |
Buralarda bir sürü erkek var. | Open Subtitles | ثمّةَ العديدُ من الرجالِ هُنا. |
Ama söyleyiş şeklinden dolayı benden bir şeyler sakladığını biliyordum. | Open Subtitles | لكن طريقة قول ذلك، علمتُ أنّه ثمّةَ ما يخفيه عنّي. |